Denemeler

Birikmiş Nezaketsizlikler

Toplumdaki nezaketsiz davranışların bir özeti niteliğinde sadece yaşayanın anlayacağı empati içeren kısa bir deneme.

Herkesin zaman zaman ‘vay be insanlık ölmüş arkadaş’ diye aklından geçirdiği olmuştur. Genelde akşam haberlerinde belki de hiç düşmeyeceğimizi sandığımız durumların içinde, başka başka insanlara ait silüetleri izlerken düşünürüz bunu. Devamında ise kanalı değiştirip kendi güvenli alanımıza döneriz. Peki ya haberlere konu olmayan ama her insanın ruhunu zaman içinde aşındıran olaylara ne demeli?

Nezaketsizlik toplumun genel sorunu gibi görünüyor bana. Sanki kibar biri olduğunuzda hırpalanmaya açık hale geliyorsunuz. Aslında kibar olmak topluma karşı bir sorumluluk. Kimse bir ötekinin gününün kötü geçmesine neden olmamalı. Huzur vermek gibi bir mecburiyetimiz olmadığı gibi moral bozmaya hakkımız da yok. Hani bazen gece kafamızı yastığa koyduğumuzda içimizde bir huzursuzluk olur. Bir türlü anlam veremeyiz neden üzgün hissettiğimize. Aslında cevap belli. Gün içinde yaşadığımız nezaketsizlikler silsilesinin üstümüze işlenmiş kötü ruhu fark ettirmeden odanın köşesine yerleşmiş bile.

Kültürümüz duyguları yok saymaya eğilimli. Her sabah otobüste, vapurda, dolmuşta asık suratlarla başlayan bir günün devamında patrondan işitilen azar, hem de öylesine keyfine. Akşama doğru okuldaki bir hocanın özel hayatındaki sorunu sana yansıtması, bağırarak. Öğrenci işlerindeki kadının hiyerarşik düzende gücü sana yeter, sert bir göz devirmesi. Bunların üzerine düşünmüyoruz, düşünemiyoruz daha doğrusu çünkü yok saymak öğretildi bize. E birde öğrenilmiş çaresizlik mevcut. Hepsi birleşince sanki bu nezaketsizliği hak etmişiz gibi hayatımıza devam ediyoruz. Otobüsteki her bir kol darbesi, her ses yükselmesi… Tabii ki bize direkt yapılan hareketlere sesimizi yükseltebiliyoruz ama işte o küçük görünen, önemsemediğimizi sandığımız hırpalanmalara -yeni bir kavram yaratıyor ve- birikmiş nezaketsizlikler diyorum ben. Küçük şeyler başlarda zararsız görünüyor belki ama biriktikçe aslında ne kadar önemli olduklarını anlıyoruz. Bir damla su bir defalığına kafana isabet edebilir fakat bir saniyede bir damla düşerse saatler boyunca, ölürsün.

Birikmiş nezaketsizlikler nelere mi sebep olur? Sırtındaki yüklere yükler eklenir, içindeki ağırlık büyür. Taşıyamadığın noktada belki sen de birinden çıkarırsın hıncını, belki de içinde patlar duygular ve bir bakmışsın hiç duygun kalmamış. Tabii iş böyle olunca da nezaketsizlik eden sen oluverirsin. Bildiğin kelebek etkisi, hatta birikmiş nezaketsizlikler etkisi diyelim biz ona!

İşin özü kasiyer arkadaşa kolay gelsin demek, yolda yürürken çarptığımız insandan özür dilemek nezaket biriktirmektir. Bir ötekinin hayatına düşen su damlacıklarını biraz olsun eksiltebilmektir. Yanında yürüyen insan mutluysa, sen de mutlusundur aslında ve bu farkındalıkla yaşamak toplumu kurtarmaktır. Bizi biz yapan değerler, birlikte oldukça güçlenir. Belki bu yazıma eşlik eden arkadaşlarla anlaşıp birikmiş nezaketler etkisi yaratırız, kim bilir!

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu