Araştırmalar

Boşanmanın Ergenlik Dönemindeki Bireylere Etkisi

Ailenin önemi nedir? Boşanmanın aileye ve çocuğa etkisi nedir? Baba tutumunun çocuk üzerindeki etkisi nasıldır?

Aile, toplumun en küçük ve en önemli birimidir. Aile; içerisindeki fertlerle dayanışma içerisinde olunan, bireylerin birbirlerinin psikolojik, ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarının karşılandığı bir yapıdır. Bu nedenledir ki, sağlıklı bireylerin yetişmesi için kurulan ailenin temellerinin de sağlam olması gerekmektedir. Bu temeli, özellikle aile içerisindeki anne ve babanın tutumları oluşturmaktadır. Çocuk, ev içerisinde anne ve babasının davranışlarını kendine örnek alacak; aile içerisinde ve sosyal hayatında da bu davranışları sergileyecektir. Anne ve babanın ev içerisinde çocuklarına karşı olan tutumları kadar birbirlerine olan davranışları da aynı ölçüde önemlidir.

Psikolojik ve fiziksel şiddetin hakim olduğu bir evde sağlıklı bireylerin yetişmesi neredeyse imkansızdır. Ebeveynlerin birbirlerine uyguladığı şiddeti gören bireyde hem fiziksel hem de ruhsal hasarlar oluşabilmektedir. Bu gibi bireylerde enüresiz-enkopresiz, uyku bozuklukları, özgüven eksikliği, iletişim kuramama, duygularını ifade etmede güçlük ve okul ders başarısının düşük olması gibi etkiler görülebilmektedir. Özellikle birey, ergenlik dönemi gibi sancılı geçen bir dönemindeyse, üzerine aile içi huzursuzluğun da eklenmesi bu kişiler için zor geçen bu dönemi daha da baş etmesi zor bir hale getirecektir. Bu gibi ailevi durumlar genellikle boşanmayla sonuçlanır. Aile içi huzursuzluk gibi boşanma da aile bireyleri üzerinde travmatik etkiler yaratabilecek bir durumdur.

Boşanma Süreci

Boşanma, özellikle doğu ülkelerinde pek hoş karşılanan bir durum olmayabiliyor. Toplum baskısı ve çeşitli nedenlerden dolayı bireyler anlaşamasa bile bazen boşanma yoluna başvurmazlar. Bu durum da aile içi şiddeti ve huzursuzluğu daha fazla arttırır, ayrıca aile içerisindeki bireylerin yaşam kalitesini düşürür. Bu nedenle evlenmek kadar boşanmak da doğal karşılanmalı ve aile içerisindeki bireylerin de özellikle ruh sağlığı açısından gerekli durumlarda boşanma gerçekleştirilmelidir. Ergenlik dönemindeki bireyler için, ebeveynlerinin boşanma süreci ve boşandıktan sonraki süreç çok önemlidir. Özellikle anne ve babanın çekişmeli boşanmasına ve kavgalarına şahit olan bireyde suçluluk duygusu oluşur. Birbirlerine olan öfkelerini çocukları üzerinden çıkarmaya çalışmaları, velayet sürecinde çocuklarını kullanmalarına sebep olabilmektedir. Bunun sonucunda çocuklar bu kavgalardan kendini sorumlu tutar ve bu durum da bireyde ruhsal açıdan hasara neden olabilir.

Boşanma sürecinden sonra hem ebeveynleri hem de çocuklarını yeni hayatlarına alışma süreci bekler. Ergenlik döneminde olan bireyin özgüveninde anne ve babasının ayrılığından dolayı düşüş yaşanabilir. Bu durum onun, hem sosyal yaşantısını hem de okul başarısını doğrudan etkiler. Bu sebeple aileler her ne kadar anlaşamıyor olsalar bile bu durumu çocuklarına yansıtmamalı ve ayrılsalar bile çocuklarının ruhsal sağlığını göz önünde bulundurarak belli dönemler bir araya gelmeliler. Anne ve babasının mutsuz biten evliliği bu gençlerde, hayata ve karşı cinsle olan ilişkilerinde güvensizliklere neden olur. Ayrıca bu bireylerde ani öfke patlamaları ve insanlarla iletişim problemleri gibi sorunlar da görülebilmektedir. Bu durumda ailelere çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Çocuklarının şimdiki ve yetişkinlik çağındaki ruh sağlığı açısından erkenden gerekli tedavi uygulanmalı ve ebeveynler de bu doğrultuda hareket etmeliler.

Baba Tutumunun Çocuğa Etkileri

Baba tutumu ve ebeveynlerin ayrı veya birlikte olmaları yönünde yapılan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Kız ve erkek lise öğrencileri üzerinde yapılan bu araştırmada babalarının tutumlarını anlayışlı olarak algılayan ebeveynleri boşanmış öğrencilerin, baba tutumu aynı olup ebeveyni boşanmamış öğrencilere göre sürekli öfke düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu olumlu tutum karşısında ebeveynleri boşanmış öğrencilerin, ebeveynleri boşanmamış öğrencilere göre daha fazla öfke yaşamaları boşanmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymaktadır(1).

Baba tutumunu baskıcı olarak algılayan anne ve babası boşanmış öğrencilerin baba tutumunu az da olsa baskıcı olarak algılayan boşanmamış öğrencilere göre öfke düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Boşanmadan sonra çocukların genellikle anneleri ile yaşadıkları ve çoğunlukla onlarla zaman geçirdikleri düşünüldüğünde, babaları ile birlikte yaşamasalar bile babalarının baskıcı tutumlarına maruz kalmaları daha fazla öfke duymalarına neden olabilir.

Baba tutumunu ilgisiz olarak algılayan ebeveynleri boşanmamış öğrencilerin ise sürekli öfke düzeylerinin baba tutumunu ilgisiz olarak algılayan ebeveynleri boşanmış öğrencilerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Araştırmalar, boşanmadan sonra çocukların genellikle anne yanında kaldıklarını ve çocukların ayrı oldukları ebeveyn ile bağlarının zayıfladığını göstermektedir(2). Bu durumun sebebi de anne ve babası boşanmış bireyin babasından beklentisinin düşük olması gösterilebilir.

Baba tutumunu otoriter olarak algılayan ebeveynleri boşanmamış öğrencilerin ise baba tutumunu aynı algılayan ailesi boşanmış öğrencilere göre öfke düzeylerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Bu durum anne ve babası boşanmış öğrencilerin genellikle anneleriyle birlikte yaşadıkları için babalarının baskıcı tutumlarına daha az maruz kalmaları sebep olarak gösterilebilir.

Sonuç

Boşanma, her ne kadar bir ailenin başına gelebilecek kötü olaylardan biri olarak görülse de gerekli durumlarda ebeveynlerin, hem kendilerinin hem de çocuklarının ruh sağlığı açısından gerçekleştirmeleri gereken bir süreçtir. Boşanma süreci ve sonrası özellikle çocuklar için başlı başına bir travma olsa bile, o çocukları mutsuz bir ailede yaşamaya mecbur bırakmak bundan çok daha sağlıksız bir durumdur. Araştırma sonucunda da görüldüğü üzere sağlıksız iletişimin ve davranışların olduğu boşanmamış aile çocukları için anne ve babalarının beraber olması faydalı bir durum değildir. Bu nedenle çocuklar için zoraki devam ettirilen evlilikler aslında çocuklara ruhsal açıdan çok daha büyük ve geri dönüşü zor zararlar bırakabilmektedir.


Kaynakça

  1. Amato P.R. and Booth A. (1991). Consequences of parental divorce and marital unhappiness for adult Well-Being. Social Forces, 69(3):895-916.
  2. Fiyakalı, N.C. (2008). Anne-babası boşanmış ve boşanmamış lise öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve öfke ifade ediş tarzlarının bazı değişkenler açısından karşılaştırılması (Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi).

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu