Gelişim Psikolojisi

Çocukluk Çağı Travmaları

Travmalar hem ruhsal hem de fiziksel etkiler bırakmaktadır. İçeriğimizin üstteki ana görseline baktığınızda: Bir yetişkin ve ruhsal travmasının zihninde hala onu etkilediği görülmektedir.

Çocuklar, anne ve babalarının kötü örnekleriyle bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kurulamaz.


Neil Alexis Carrel

Bugün önemli yerlere gelmiş ve birçok kişinin hayatına dokunan kişilerin veya bir katilin bir zamanlar küçük birer çocuk olduğunu hatırlarsak çocuklarımızı yetiştirirken daha özenli davranmamız gerektiğini anımsarız. Bireyin çocukluk çağında yaşadığı travmalar veya olumsuz deneyimler onun gelecek yaşantısındaki kişiliğini ve doğal olarak yaşamını da etkiler.

Çocukluk Çağı Travmaları Nedir?

Bireyin ruhsal yapılanmasına yönelik en ağır şiddet türü olarak düşünülen çocukluk çağı travmalarının bireylerin psikolojik ve sosyal gelişimlerini derinden etkilediği bilinmektedir. Çocukluk çağı travması çocuklukta veya genç erişkinlikte yaşanan fiziksel istismar, duygusal istismar, cinsel istismar ve ihmal yaşantılarının genel bir ismidir. 18 yaşın altındaki çocuklara karşı aktif olarak yapılan fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal gelişimlerini zedeleyici her tür davranışın istismar; onların beslenme, bakım, gözetim, eğitim gibi ihtiyaçlarının karşılanmaması ise ihmal olarak kabul edilmektedir (Demirkapı, 2013: s.1-6).

1.Fiziksel İstismar

En yaygın rastlanan ve belirlenmesi en kolay istismar türüdür. On sekiz yaşından küçük çocuk ya da gence, bakımından sorumlu kişiler tarafından sağlığına zarar verecek ve bedeninde iz bırakacak biçimde davranılmasıdır. Ancak, çocuk ve gencin bakımından sorumlu olmayan kişiler tarafından da sağlığına zarar verecek biçimde örselenmesi fiziksel kötüye kullanımdır. Ülkemizde fiziksel cezanın disiplin yöntemi olarak yaygın bir kullanımı olduğu bilinmektedir. 

Fiziksel İstismarın Sebep Olduğu Olumsuz Sonuçlar:

  • Yakın ilişki kurma güçlüğü 
  • Duygusal yoğunluğu az, öfke ve kötüye kullanım davranışı içeren ilişkiler
  • Bilişsel yetilerde bozukluk 
  • Akademik başarısızlık
  • Madde kötüye kullanımı
  • Kişilik bozuklukları
  • Tehlikeli cinsel deneyimler
  • Kaygı bozuklukları
  • Dikkat eksikliği  ve hiperaktivite bozukluğu
  • Ağır fiziksel kötüye kullanım olgularında travma sonrası stres bozukluğuna rastlanmakta ve intihar oranlarında artma gözlenmektedir.

2.Duygusal İstismar

Çocuğun kendine bakmakla yükümlü kişiler tarafından olumsuz olarak etkilendikleri tutum ve davranışlara maruz kalması, gereken ilgi, sevgi ve bakımdan yoksun bırakılmasıdır. Dokunulma, güven duyma, sınırlarının öğretilmesi, sosyalleşme, yeterli uyaran sağlanması ve kendini değerli görebilme çocuğun sağlıklı ruhsal gelişimi için gerekli olan temel ihtiyaçlarıdır. Duygusal istismar, bu ihtiyaçlardan bir ya da birkaçının karşılanmamasıdır. Duygusal istismar ve ihmal oldukça sık görülmekle birlikte, fark edilmesinde, tanımlanmasında, anlaşılmasında ve yasal olarak kanıtlanmasında güçlük yaşanmaktadır. 

Duygusal İstismarın Sebep Olduğu Olumsuz Sonuçlar:

  • Aileden uzaklaşma
  • Gergin olma
  • Bağımlı kişilik
  • Değersizlik duyguları geliştirme
  • Uyumsuzluk ve saldırganlık
  • Duygusal kötüye kullanım çocuğun kişiliği ve başarısının yanı sıra fiziksel gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

3.Cinsel İstismar

Çocuk kötüye kullanım türleri içerisinde saptanması en zor olan istismar türüdür. Erişkinlerin kendi cinsel doyumları için çocuğu kandırarak, ikna ederek, zorlayarak ya da mecbur bırakarak yaptıkları tüm davranışlar cinsel istismar olarak kabul edilir. Cinsel kötüye kullanım toplumda sık rastlanan bir durum olmasına karşın, çoğunlukla gizli kalmakta, en çok yüzde 5-10’u ortaya çıkmaktadır. Bu eylemlerin yüzde 90’ı, çocuğun tanıdığı biri tarafından gerçekleştirilmektedir. 

Cinsel İstismarın Sebep Olduğu Olumsuz Sonuçlar:

  • Kaygı bozuklukları
  • Uyku bozuklukları
  • Kabuslar
  • Fobiler
  • Bedensel yakınmalar ve korku tepkileri
  • Travma sonrasında benlik algısında değişmeler
  • Duygulanım sürecinde bozulmalar

4.İhmal

Fiziksel, duygusal, eğitimsel ve tıbbi ihmal olarak karşımıza çıkabilir. İstismar ve ihmali ayıran önemli nokta istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir durum olmasıdır. On sekiz yaşından küçük bireyin farklı alanlardaki ihtiyaçlarının karşılanmamasıdır. Çocuğa gereken sağlık hizmetinin verilmemesi, çocuğun yalnız bırakılması, dışlanması, evden kovulması, gereken besinin ve temizliğinin sağlanmaması fiziksel ihmal olarak kabul edilir. Çocuğun psikolojik ihtiyaçlarına cevap vermeme, duygusal olarak ilgilenmeme, sosyal gelişimi için gereken desteği sağlamama, sosyal kuralları öğretmeme ise duygusal ihmaldir. Okula göndermeme, çocuğun sürekli okuldan kaçmasına göz yumma, denetlememe eğitimle ilgili ihmale örnek olarak gösterilebiliriz.

Benlik Saygısı ve Çocukluk Çağı Travması

Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerlerine ne düşse iz bırakır.


Haim Jinott

Bu sözden de yola çıkarak çocukluk döneminde yaşanan travmaların benlik saygısı oluşumunu etkilediğini gösteren birkaç araştırmadan bahsetmek istiyorum ama önce benlik saygısının ne demek  olduğuna bir bakalım.

Benlik saygısı; kişinin kendini değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkan, kendisini olduğundan aşağı ya da üstün görmeksizin kendinden memnun olma durumudur. Arkadaşlar ve aileden alınan sosyal destekle artan benlik saygısı öğrenilen bir fenomen ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve benlik saygısının gelişmeye başladığı çocukluk döneminde istismar ve ihmal edilen çocukların benlik saygıları olumsuz etkilenebilmektedir. (Onat, Dinç, Günaydın ve Uğurlu, 2016: s. 9-15).

  • Yakın zamanlı bir ulusal çalışmada ergenlerde çocukluk örselenme yaşantıları ve öfke ifade biçimleri ile benlik saygısı ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiler incelenmiş ve fiziksel, duygusal ve cinsel istismar yaşantısı geçiren ergenlerin geçirmeyenlere göre benlik saygısının düşük olduğunu saptanmıştır (Eroğlu ve Türk, 2013:s. 1422-1439).
  • Çocukluk çağı travması alt boyutlarının tamamı (duygusal istismar, fiziksel istismar, fiziksel ihmal, duygusal ihmal ve cinsel istismar) düşük benlik saygısı oluşumunu etkilemektedir (Güneri Yöyen, 2017).
  • Cinsel istismara uğrayanlarda, düşük benlik saygısına sahip olmanın yanı sıra depresyon veya aile fertlerinden/ arkadaşlarından uzaklaşma, tekrarlayan atipik ağrı, kendine zarar verici davranışlar, aşağılık duygusu gelişme riskinin de arttığı belirtilmektedir (Ovayolu, Uçan ve Serindağ, 2007:s.4).

Öfke Düzeyi ve Çocukluk Çağı Travması

Çocukların ve gençlerin örseleyici davranışlara maruziyet oranları arttıkça  sürekli öfke düzeylerinin arttığı ve öfkelerini daha fazla dışarı yansıttıkları bilinmektedir. Eroğlu ve Türk (2013)’ün ergenlerle yaptıkları çalışmada benzer şekilde, fiziksel, duygusal, cinsel istismar yaşayan öğrencilerin sürekli öfke puanları yaşamayan öğrencilere göre anlamlı şekilde daha yüksek; öfke kontrol puanları ise daha düşük bulunmuştur.

Çocukluk döneminde örseleyici davranışlara maruz kalan öğrencilerin öfke puanlarının yüksek oluşu maruz kaldıkları öfke ve şiddeti model almalarının bir sonucu olabilir. Çocuklarda model alarak öğrenmenin en etkili öğrenme biçimi olduğunu unutmayalım.

Çocuklar kendilerini geliştirirken, sürekli bir öğrenme süreci içindedirler ve model alarak öğrenme çok küçük yaşlarda başlar.Bu süreçte çocuğun içinde bulunduğu çevre ve ona model olan kişiler çok önemlidir. Çocuklar ilk eğitimlerini ailelerinden alırlar. Unutmamalı ki; çocuklar öğütlere karşı kulaklarını kapatsalar da örneklere gözlerini açarlar.

Eğer çocuklarımızın gelecekte iyi birer insan olmasını istiyorsak onlara iyi bir çevre sunmalı ve en başta bizler iyi birer model olmalıyız.

Bugünün küçükleri yarının büyükleridir.

Mustafa Kemal Atatürk

Kaynaklar:

  1. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/255210
  2. https://www.ejmanager.com/mnstemps/1/1-1456412345.pdf
  3. http://www.sabriburhanoglu.com/cocuk-cagi-travmalari-ve-psikiyatrik-durumlar
  4. https://www.psychologytoday.com/gb/blog/therapy-it-s-more-just-talk/201311/adverse-childhood-experiences-aces

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu