Psikolojik Rahatsızlıklar

Hayalet Uzuv Sendromu

Literatürde “Phantom Ağrı Sendromu” olarak da geçen bu sendrom bedende bulunmayan bir uzvun varmış gibi hissedilmesi, bazı durumlarda da şiddetli ağrıların hissedilmesidir. Phantom kelimesinin anlamı hayali, aslında olmayan bir şeyin varmış gibi görünmesi, aldanış anlamına gelmektedir. Bu sendroma sahip bireyler bedenlerinden ayrılan uzuvlarını hale varmış gibi hissetmekte hatta ağrıları olduğunu bildirmektedirler. Bu sendrom bedenin herhangi bir uzvunda görülebilmektedir. Bazı insanlar kesilen ayaklarını hissederken bazı insanlar ellerini hissetmektedirler. Birçok araştırmacı bu konuya açıklık getirmek amacıyla araştırmalar yürütmüşlerdir. Fakat bu isimlerden ön plana çıkan Vilayanur Ramachandran’dır. Ramachandran sendromun belirtilerini saptamakla kalmamış etkin bir tedavi yöntemi de geliştirmiştir. “Mirror Box” denilen bu tedavi yöntemi sonucu birçok hastanın ağrısı kısa sürede ortadan kalkmıştır.

Hayalet Uzuv Sendromu’nun Sebepleri

Bir hastalık sürecinin sonucunda veya bir kaza nedeni ile uzuvlarını kaybetmiş bireyler zorlu bir süreçten geçmektedirler. Bu gibi süreçler insan psikolojisi birçok savunma mekanizması geliştirerek duruma adapte olmaya çalışmaktadır. Bu sendroma bakıldığında da genellikle bireylerin psikosomatik olarak uzuvlarını hissettiğini düşünmektedirler. Kısacası gerçekte bir ağrının veya hissin olmayacağını düşünmekte ve insanların psikoz sonucunda uzuvlarının hala var olduğuna inandığını düşünülmektedir. Fakat bu sendrom hem psikolojik hem de nörolojik kaynaklıdır. Ramachamdran bu durumu ayrıntılı bir biçimde açıklamaktadır. İnsanların kendi vücutlarına ilişkin bir beden algısı bulunmaktadır. Bedene herhangi bir zarar geldiği takdirde bu beden algısı zarar görmektedir. Birey sahip olduğu bedene ilişkin algısını değiştirene kadar eski algısıyla hareket etmektedir. Yani bir kolu veya eli olmadığı halde eskisi gibi hale o uzvun var olduğunu algılamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere “Hayalet Uzuv Sendromu” bir savunma mekanizması veya psikopatolojik hastalıktan ziyade “algı bozukluğu”dur. Özetle beyin uzuv varmış gibi sinyal göndermektedir ve bu süreçte birey gerçekten de ağrı hissetmektedir.

Hayalet Uzuv Sendromu’nun Belirtileri

Herhangi bir uzvun kaybından sonra kişiler psikolojik açıdan zorlu bir süreç geçirmekte ve yeni durumlarına adapte olmakta zorlanabilmektedirler. Bu sebeple herhangi bir uzvun varmış gibi hissedilmesi ilk başta dikkat çeken bir belirti olmamaktadır. Bireylerin ilk şikayetlerinin ortaya çıkışı genellikle ameliyattan altı ay sonra görülmektedir. Bazı bireyler sadece uzuvlarının var olduğunu hissederken bazı bireyler ise uzuvlarındaki ağrıdan ve kaşıntıdan şikayetçi olmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu sendroma sahip bireyler ağrıyı psikolojik olarak değil nörolojik olarak gerçekten hissetmektedirler. En sık görülen belirtiler kramp, kaşıntı ve yanmadır. Sendromun yaygınlığı oldukça fazladır. Uzuv kaybı yaşamış bireylerin %50-80’ininde ağrı şikayeti bulunmaktadır. Sendromun adı uzuv kayıplarına göre değişebilmektedir. Kol veya bacak gibi uzuv kayıplarında “Phantom Ekstremite Sendromu” adını almaktadır. Bunun yanı sıra meme kanseri tedavisi kapsamında yapılan mastektomi sonucu yaşanılan uzuv kaybına ise “Phantom Meme Sendromu” denilmektedir.  

Vilayanur Ramachandran

Hayalet Uzuv Sendromu’unda Vilayanur Ramachandran oldukça önemli bir isimdir. Ramachandran bu sendroma yönelik ilk ve tek tedavi yöntemini geliştirmiştir. Kaliforniya Üniversitesi psikoloji bölümünde nöroloji ve psikofizik alanında çalışmalarına devam eden, ayrıca davranış nörolojisi üzerine dersler veren alanında yetkin bir psikologdur. Hayalet uzuv sendromuna sahip bireylere dikkat çeken Ramanchandran ilk çalışmalarını savaş sonucu uzuv kaybı yaşan insanlar ile yapmıştır. Savaş sonrası incelenen raporlarda birçok insanın kaybettiği uzvuna ait ağrı bildirdiği tespit edilmiş fakat bunun sebebi anlaşılamamıştır. Ağrıların psikolojik olduğu düşünüldüğünden dolayı herhangi bir tedavi yöntemi geliştirilmemiştir. Fakat Ramanchandran bu konuyu detaylı olarak araştırmış ve etkin bir tedavi yöntemi geliştirmeyi başarmıştır. Ramanchandran’ın geliştirdiği tedavi yönteminin yanı sıra “Hayalet Uzuv Sendromu”nun herhangi bir tedavisi bulunmamaktadır.

Tedavi Yöntemi: Mirror Box

Ramanchandran’ın geliştirdiği tedavi incelendiğinde hastaların ağrılarını bastırmak veya geçici olarak önlemek yerine tamamen yok edilmesi amaçlandığı görülmektedir. Yani Ramanchandran bireylerin ağrılarını tedavi etmek yerine ağrının sebebini ortadan kaldırmaktadır. Hayalet uzuv sendromuna sahip bireyler yanlış beden algısına sahip oldukları için ağrı hissetmektedirler. Beyinleri hala uzuvları varmış gibi işlemekte ve sinyal göndermektedir. Ramanchandran bu yanlış algıyı ortadan kaldırmak amacıyla “Mirror Box” adını verdiği tedavi yöntemini geliştirmiştir. Türkçeye aynalı kutu olarak çevrilen bu yöntemde hastanın ellerini iki bölmeli ve ortasında ayna bulunan bir kutuya koyması istenilmektedir. Bu ayna sayesinde birey var olan elinin aynadaki yansımasını görerek diğer eli de varmış gibi algılamasıdır. Bu sayede rahatlama sağlanmaktadır. Bireyin bu alıştırmayı birkaç kez yapması istenerek beynin yeni bir beden algısı oluşturması sağlanmaktadır. Buradaki kilit nokta görsel uyarandır. Görsel bir mesaj olmadığı takdirde bu tedavi yöntemi işe yaramayacaktı.

Fakat bu tedavi de her zaman işe yaramaz. Bazı bireylerin tedaviye daha dirençli olması sonucu sendromun belirtileri yıllarca gözlenebilmektedir. Fakat bu süre zarfında bireyler ağrıyı azaltmak için ağrı kesici maddeler kullandıklarında bağımlılık ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple bireyin tedavi süreci çok önemlidir. Çünkü çoğu hasta bu durumun olağanüstü bir durum olduğu veya kendilerinin uydurduğunu düşünerek doktora başvurmamaktadır. Diğer insanların kendilerine inanmayacaklarını düşündüklerinden dolayı şikayetlerini dile getirmeyen bireylerin hayat kaliteleri oldukça düşmektedir. Hatta bu durum sonucunda depresyon ve anksiyetenin ortaya çıkma ihtimali artmaktadır. Bu sendromun tedavisinde ki asıl önemli nokta ise bireyin uzvun olmadığını kabullenebilmesidir. Çünkü yaşanan bu ağrıların sebebi beynin uzvun var olmadığını kabul etmemesidir.


Kaynaklar

  • http://psikolojiokulu.com/hayalet-uzuv-sendromu-phantom-limb-syndrome/
  • https://psychology.wikia.org/wiki/Vilayanur_S._Ramachandran
  • http://cbc.ucsd.edu/ramabio.html
  • Görsel 1*: https://psychology.ucsd.edu/people/profiles/vramachandran.html
  • Şentürk, İ. A. (2018). Ağrı değerlendirilmesi: tipleri ve mekanizmaları. Medical Research Reports1(3), 78-81.
  • Chan, B. L., Witt, R., Charrow, A. P., Magee, A., Howard, R., Pasquina, P. F. & Tsao, J. W. (2007). Mirror therapy for phantom limb pain. New England Journal of Medicine357(21), 2206-2207.
  • Flor, H. (2002). Phantom-limb pain: characteristics, causes, and treatment. The Lancet Neurology1(3), 182-189.
  • Öne çıkan resim angelcat1144 tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu