Psikolojik Rahatsızlıklar

Hastalık Hastalığı: Hipokondriyazis

Her geçen gün yeni bir hastalık ismiyle veya hasta olan insanlarla karşılaşabiliyoruz. Bazen bu hastalığın ne olduğunu araştırma ihtiyacını hissediyoruz bazen ise o insanlardan bilgi almaya çalışıyoruz. Edindiğimiz yeni bilgiler ve hastalıkların tanısı bizim çoğu zaman bilinçlenmemizi sağlarken bazen de bu hastalıkları kendimizde aramaya başlayabiliyoruz. Bu noktada halk arasındaki kullanımı “hastalık hastalığı” olan, tıbbi olarak “hipokondriyazis” olarak bilinen bir tür takıntı hastalığından söz edebiliriz. Hatta çoğu zaman böyle kişilerle karşılaştığımızda “evhamlı” olarak etiketleme yaparız fakat bilmemiz gerekir ki bu durum eğer kontrol altına alınmazsa ciddi problemlere yol açabilir.

Hipokondriyazis Nedir?

Hipokondriyazis yani hastalık hastalığı, kişinin herhangi bir hastalığı olmadığı halde, şiddetli ve ciddi bir hastalığı olduğuna en az 6 ay süreyle inanması ve bu konuda yoğun bir korku/endişe yaşamasıdır. Kişi, hasta olma korkusu yaşar ve sağlığının bozulduğu endişesi içindedir (1*). Hastalık takıntısı olan kişiler, vücudunda en ufak bir ağrıyı veya küçük bir belirtiyi yanlış yorumlar ve ciddi bir hastalığa yol açacağını düşünürler. İnternetten sık sık araştırma yaparlar ve ilaçların adlarını/yan etkilerini diğer kişilerden daha iyi bilirler.

Hastalık Hastalığının Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Hipokondriyazis; mazoşisttik eğilimler, suçluluk ve karamsarlıkla ilişkili olabilmektedir. Bu kişilerin daha çok titiz, şüpheci, aşırı dikkatli, huzursuz olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca, kişi birilerine karşı hissettiği öfkeyi ifade edemez veya bu konuda cesareti olmazsa, utanma eğilimi gösterirse duygularını iç dünyasında bastırır. Hissedilen öfkenin başlıca sebebi geçmişte yaşanan kayıplar, bir yakınının hastalanması, sevdiği birisinin kendisini reddetmesi ve çeşitli sebeplerle yaşanan ayrılıklardır.

Psikanalitik yaklaşıma göre kişi, bilinç dışındaki çözemediği zıt durumlardan/sorunlardan kaynaklanan kaygılarıyla doğrudan yüzleşemez. Bu sebeple bedensel hastalık üretip bunlarla uğraşmayı seçer. Davranışçı yaklaşıma göre ise birey ancak hasta olduğu zaman ilgiyi kendi üzerine çekebileceğini düşündüğü için hastalık hastası olur. Etrafındaki insanların dikkatini kendi üzerinde yoğunlaştırma düşüncesi kişide çocukluktan itibaren oluşmaya başlayabilir. Ancak bu bilinçli olarak gelişen bir süreç değildir. Bunlara ek olarak, uzun yıllar fiziksel rahatsızlıkları olmuş ve sonunda iyileşmiş kişilerde de hipokondriyazis görülebilir.

Kişi bedeninde hissettiği küçük olguları büyütme eğilimindedir. Bu kişiler sık sık nabzını ve tansiyonunu ölçerler. Örneğin, kişi iş yerinde sunum yaparken heyecanlanır. Bu sırada normal bir tepki olarak kalp ritmi hızlanır ve nefesi daralabilir. Kişi sunum bittikten sonra kendinde kalp hastalığı olduğunu düşünür ve hemen bir kardiyoloji uzmanına gitmeye karar verir. Doktoru tüm kontrolleri yaptıktan sonra kişiye “sağlıklı” olduğunu söylemesine rağmen, kişi buna inanmaz ve doktorun tecrübesiz olduğunu düşünerek başka bir doktora gitmeye karar verir. Gittiği bu doktor da aynı şekilde bir rahatsızlığı olmadığını söyler fakat kişi yine inanmaz ve bu durum böyle devam eder.

Hastalık hastası olan kişiler, yukarıda belirttiğimiz gibi çok sık ve çok fazla doktor değiştirirler. Bu kişilere genelde sorununun fiziksel/bedensel olmadığı, psikolojik olabileceği söylenir fakat kişi ruh sağlığı alanında bir yardım almak istemez veya gittiği uzmanları da kendinin hasta olduğuna inandırmak isteyebilir. Bütün bu çabalar kişide daha çok kaygı, stres, endişe, depresyon yaşamasına sebep olabilir.

Bu kişilerde genel olarak uyku bozuklukları, çabuk yorulma, çalışma hayatında isteksizlik, umutsuzluk, hayattan zevk alamama gibi durumlar gözlenebilir. Bunların sonucunda kişide hasta olduğu inancı daha da artar ve kişi daha fazla yatakta kalmak ister ve bu durum kişinin hastalıkla ilgili daha çok düşünmesine neden olur. Bütün bunlar bir kısır döngüye dönüşebilir ve içinden çıkılamaz hal alabilir. Ayrıca kişinin sosyal, psikolojik ve kişisel olarak olumsuz etkilenmesine sebep olur. Bütün enerjisini bedenine yönlendirir ve kaygılarından dolayı diğer bütün toplumsal ilişkilerini de sınırlandırır. Kişi bireysel, mesleki ve sosyal sorumluluklarını sürekli aksatmaya başlar.

Hastalık hastalığı, kadın ve erkeklerde eşit yaygınlıkta görülür.

Hastalık Hastalığı: Hipokondriyazis Tedavisi

Psikolojik bir hastalık olan hastalık hastalığı, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı tarafından kontrol altına alınmalı ve tedavi edilmelidir. Psikoterapi, farmakoterapi (ilaçla tedavi) gibi tedavi yöntemleri etkili olabilmektedir. Burada kişinin yakınları, ailesi, arkadaşları da önemli rol oynamaktadır. Çünkü bir süre sonra hastanın yakınları bu takıntılardan sıkılabilir ve kişiyi yalnız bırakabilir. Oysa, bu kişilerin hastalıkları yalnız kaldıklarında daha da artabilir. Hastalık hastası olan birine “sende bir şey yok, çok abartıyorsun”, “çok şüphecisin” gibi sözler söylemek hastaya ciddi bir acı verir. Bu nedenle hastaya bu tür sözler söylemek yerine, psikolojik bir yardım alması için rehber olunması ve yönlendirilmesi daha doğru olacaktır.


Yararlanılan Kaynaklar

  1. https://npistanbul.com/hastalik-hastaligi
  2. http://www.pbsciences.org/pdf/EN-JMOOD-fe2c9a26.pdf
  3. https://www.fethiyepsikiyatri.com/hastalik-hastaligi-hipokondriyazis/
  4. Resim Gerd Altmann tarafından Pixabay‘a yüklendi

Konuyla ilgili diğer bir yazımız: Psikolojik Ağrıların Sebebi: Somatoform Bozukluklar

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu