Eğitim Psikolojisi

İlköğretimde Öğretmen — Öğrenci İlişkisinin Önemi

İlköğretim öğrencileri için yaz tatilinin sonuna doğru yaklaşmaktayız. Eğitim döneminin başlamasına sayılı günler kala velilerin yapması gereken birçok iş vardır. Bunlardan en önemlisi yeni okula başlayacak olan birinci sınıf öğrencileri için okul tercihidir. Eski dönemlerde okul sayısı oldukça sınırlı olduğundan dolayı veliler çocuklarının en rahat gidebileceği ve evlerine yakın olan okulları tercih etmekteydiler. Günümüzde okul sayıları oldukça artmıştır. Bu sebeple veliler için birçok alternatif okul bulunmaktadır. Ancak bu okulların her birinin özellikleri farklıdır. Bazı okullar akademik başarıyı ön planda tutarken bazı okullar ise sosyal ve spor aktivitelerini ön planda tutmaktadır. Veliler çocuklarının fikrini alarak hangi okulu seçeceklerini önceden planlamalıdırlar. Kendilerine uygun olduğunu düşündükleri okullara gidip oradaki görevliler ile görüşerek bilgi almalıdırlar. Bütün alternatifler gözden geçirildiğinde çocuğun isteği göz önünde bulundurularak okul tercihi tamamlanmalıdır.

İlköğretimde Okul Tercihi

İlköğretime yeni başlayan çocuklar için oldukça dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Öncelikle çocukların farklı bir ortama adapte olmaya çalıştığı gözden kaçmamalıdır. Bu tarz bir deneyim bazı çocuklar için keyif verici olsa da bazıları için korkunç ve endişe verici bulunabilir. Gününü anne ve babasından ayrı geçirmek çocukta terk edilmişlik duygusunda yol açabilir. Bunların sonucunda da çocuk hem sosyal açıdan hem de akademik açıdan zorlanabilir ve bunun sonucunda da başarısızlık gösterebilir. Hatta okul döneminde yaşanan bu tarz olumsuzluklar çocuğun özgüvenine zarar verip bütün yaşamına etki edebilir. Bu sebeple okula yeni başlayacak olan veya bütün ilköğretim öğrencileri için okul konusu dikkat edilmesi gereken önemli konulardan birisidir. Fakat “okul” kavramı oldukça geniş bir başlıktır. Okul denildiğinde okul idaresi, öğretmenler ve sınıf arkadaşları gibi birçok unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlardan en önemlisi ise öğretmendir. Öğrencinin başarılı ve mutlu olabilmesi için öğretmen ve öğrenci arasında güçlü bir bağ kurulmalıdır.

İlköğretimde Öğretmen Tercihi

Çocuklar, okulu aileden alıkonulan yer olarak değil güvenli ve huzurlu bir alan olarak algılamalıdır. Bu sebeple de aileler çocuklarının öğretmenleri ile olan bağlarına dikkat etmelidir. Öğrenci öğretmenini seviyor ve ondan çekinmiyorsa okula zaten severek gidecek ve orada eğlenceli vakit geçirecektir. Fakat bazı durumlarda öğrenciler öğretmenleri ile sağlıklı bir bağ kuramamaktadır. Hatta bazı durumlarda öğrenci öğretmeninin duygusal veya fiziksel şiddetine maruz kalmakta ve bu sebeple de öğretmeninden aşırı derecede korkmaktadır. Bu konuda internette veya sosyal ortamlarda tecrübelerini aktaran birçok kişiye rast gelmişsinizdir. Bu insanlar genellikle ilköğretimde öğretmenleri tarafından şiddete maruz kaldıklarını hatta bu sebeple de eğitim hayatlarına son verdiklerini ifade etmektedirler. Eğitim hayatına son vermeyenler ise o zamanlar yaşadıkları olumsuz deneyimlerinin tüm hayatlarına etki ettiğini aktarmaktadırlar. Buna karşın öğretmenlerinin tutumları sayesinde kariyer yapmış insanlar da bulunmaktadır. Aile bireyleri tarafından gösterilmeyen sevginin öğretmenler tarafından gösterilmesi öğrencinin hayatını tamamen değiştirebilmektedir.

Özetle, aileler çocuklarının öğretmenleri ile olan ilişkisini gözlemlemelidir. Öğrenci-öğretmen arasındaki ilişki olumlu ve güçlü olduğu takdirde öğrencinin sosyal becerileri ve akademik başarısı daha yüksek olacaktır. Bunun yanı sıra öğrenci-öğretmen ilişkisi korku üzerine kurulu ve güçsüz bir ilişki olduğunda veliler bir an önce çocuk için başka okul arayışına girmelidirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta: öğrenci-öğretmen arasındaki ilişki olumsuz olduğunda öğretmeni veya öğrenciyi suçlar nitelikte konuşmaların olmaması gerekir. Şiddet davranışı haricinde de öğretmen-öğrenci arasındaki ilişki olumlu veya güçlü olmayabilir. Sonuçta her çocuğun apayrı bir karakteri vardır ve bunun doğrultusunda karşısındaki kişiden beklentileri de farklıdır. Örneğin bir öğrenci göz önünde bulunmaktan hoşlanmazken bir diğeri ilgi odağı olmayı sevebilir. Bu sebeple de bir öğretmen her öğrenci ile aynı ilişkiyi kuramayabilir. Bu durum onun kötü bir öğretmen olduğunu ifade etmez. Bunun yanı sıra öğretmeni ile anlaşamayan bir çocuk da “uyumsuz” olarak adlandırılamaz. Bu konu hassas bir konu olmak ile beraber velilerin yapıcı bir tavır sergilemesini gerektirmektedir.

Öğrenci-Öğretmen İlişkisinin Başarıya Etkisi

İlköğretimde okuyan öğrenciler genel olarak temel eğitimler almaktadır. Bütün alanlardan başlangıç düzeyinde bilgisi olan öğrencilerin başarısızlıklarının temelinde okulu sevmemeleri veya başarısızlık korkuları bulunmaktadır. Çocuklar başarısız olmaktan korktuğunda korkuları, önlerinde bir set olup başarıyı imkansız olarak göstermektedir. Bu gibi durumlarda öğretmenin öğrenciyi desteklemesi ve ona güvendiğini hissettirmesi öğrencinin başarıya ulaşmasında önemli bir etkendir. İlkokul döneminde öğretmeniyle güçlü bir ilişki kuran öğrenci, genellikle özgüveni yüksek, sosyal becerileri gelişmiş ve akademik başarıya sahip bir yetişkin haline gelmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre öğretmenin öğrencilere karşı tutumunun ve öğretmen-öğrenci ilişkisinin kalitesinin öğrencilerin yaratıcılığına olan etkisi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Bu konuyu temel alan birçok film ve kitap bulunmaktadır. Bu filmler genellikle gerçek hikayelerden esinlenilmiştir. Yani güçlü bir öğretmen-öğrenci ilişkisinin başarıyı getirdiği birçok insanın tecrübesi ile desteklenmektedir.

Film Önerileri

Ölü Ozanlar Derneği

Orijinal adı “Dead Poets Society” olup Türkçeye Ölü Ozanlar Derneği olarak çevrilen film bir başyapıt halini almıştır. 1990 Amerikan yapımı olan film, 1950’li yılların sonlarına doğru Welton Akademisi öğrencilerini konu almaktadır. Katı kuralları olan bir okulun yeni gelen bir İngilizce öğretmeni ile ne kadar değişebileceği göz önüne serilmektedir. Sıkı kurallardan dolayı bunalan öğrencilerin onları anlayan ve onlara değer veren bir öğretmen ile buluştuğunda harika sonuçların ortaya çıkabileceği görülmektedir. 4 Oscar Ödülü almış izlemeye değer bu film “Carpe diem” mesajı ile öğrencilerin gelecek kaygısında boğulmadan anın tadını çıkarmayı önermektedir.  

Taare Zameen Par

Türkçe’ye “Her Çocuk Özeldir” olarak çevrilen 2007 yapımı olan filmin başrollerinde Amir Khan ve Darsheel Safary bulunmaktadır. Disleksi olan bir karşılaştığı zorlukları konu alan film bir öğretmenin neler değiştirebileceğini göstermektedir. Ailesi ve arkadaşları tarafından gördüğü tepkinin yanı sıra öğretmenin gösterdiği sevgi ve ilgi ile kimsenin fark edemediği yeteneğinin ortaya çıkması ile bir çocuğun mutluluğu ve başarıyı yakalamasını konu almaktadır.

Freedom Writer

Mesleğine ilk defa başlayan genç bir öğretmenin sorunlu bir sınıf ile yaşadıklarını konu alan bu film en başarısız öğrencinin bile değer gördüğü takdirde birçok şey başarabileceğini göstermektedir. Irkçılık probleminin bile var olduğu bu sınıfta tecrübesiz bir öğretmen olarak birçok zorluklar karşılaşan genç ve idealist bir kadın olan Erin, bu zorluklar karşısında pes etmek yerine her bir öğrencisine ayrı ayrı vakit ayırarak onlara neler başarabileceklerini göstermektedir.

Mona Lisa Smile

2003 yılında vizyona giren filmin başrolünde yetenekli oyuncu Julia Roberts bulunmaktadır. Kadınların sosyal rollerini temel alan filmde ülkenin en başarılı ve zeki genç kadınlarının bile kariyer planlamasının olanaksızlığı gözler önüne serilmiştir. Kadınların temel sorumluluklarının bir eş ve anne olmak olduğu düşünülen 1950’lili yıllarda başarılı ve özgürlükçü bir resim öğretmeni olan Katherine, öğrencileri olan bu başarılı genç kadınların hayallerine doğru birer adım atmaları için onlara örnek olmuştur.

The Great Debaters

2007 yılı ABD yapımı olan bu filmin başrolünde Denzel Washington bulunmaktadır. Türkçeye “Muhteşem Münazaracılar” olarak çevrilen bu filmin hikayesi gerçek bir kişinin hayat hikayesini anlatmaktadır. Siyahi öğrencilerin karşılaştığı eğitim eşitsizliğine ve adaletsizliğine karşı çalışan Melvin B. Tolson’un çabaları ders niteliğinde olan bir baş yapıtın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Denzel Washington’un muhteşem oyunculuğunun yanı sıra bir öğretmenin öğrencileri değer vermesi ve onlara neler yapabileceğini göstermesi ile imkansız olan bir şeyin olmadığı görülmektedir. Küçük bir kasabanın öğrencileri kendi güçlerini keşfetmeleri ile ülkenin en iyi okullarındaki öğrencilerini dahi geride bırakabilirler.


Kaynaklar:

  • Erdoğdu, M. Y. (2006). Yaratıcılık ile öğretmen davranışları ve akademik başarı arasındaki ilişkiler. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 5(17), 95-106.
  • Resim Sasin Tipchai tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu