AraştırmalarÖneriler

Kötü Haber Verme

Kötü Haber Verme Nedir?

Hayatımızın güzel yanları olduğu gibi maalesef kötü yanları da mevcuttur. Hayat bizi her zaman iyi haberlerle karşılamaz. Kötü haber verme, bireyin içinde bulunduğu durumu ve geleceğe olan bakış açısını etkileyen bireyin ruhsal ve fiziksel olarak iyilik haline tehdit oluşturan kabul edilmesi zor olan ve bireyin ümit duygusunu baltalayan, yaşam biçiminde değişikliklere yol açan haberlerdir. Bu haberler bireyleri içsel olarak, benimsediği gerçeklerle ters düşüren durumlarla yüzleştirir.

Kötü Haber Verilirken Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

Kötü haber verme iletişim becerileriyle yakından ilgilidir. Kötü haberlerin öğrenilmesi bireyi derinden sarsabilir ve farklı duyguları ortaya çıkabilir. Bu yüzden kötü haber verilmeden önce hazırlık yapılmalıdır. Nasıl ve ne zaman kötü haberi verileceği önceden belirlenmelidir. İletişim kuracağı kişinin ve yakınlarının duygu durumunun farkında olunmalı, özel bir odada, haberin içeriğine göre peçete bulundurmalı ve konuşmanın bölünmemesi için önlem alınmalıdır. Bireyin oturur vaziyette olması ve eğer birey izin veriyorsa temas sağlanmalıdır (ör. ele dokunma).

Bireye ve yakınlarına haberi verirken açık ve doğrudan anlatmak gerekmektedir. Haberi yumuşatmamalı ve özellikle tutulmayacak sözler verilmemelidir. Kötü haberlerden bahsederken verilecek her bilgi bireyin durumunu değiştirebilir niteliktedir. Bu yüzden kendi konuşmalarımızdan çok bireyin konuşmasına odaklanmak ve ona güç verecek şekilde geri dönütler sağlamalıyız.

Kötü haber vermeyi zorlaştıran durumlar bulunmaktadır. Bireyi tanısak bile aldığı haber karşısında vereceği tepkiyi tam olarak kestiremeyiz. Kurulan her cümle çok önemlidir, bireyin bakış açısını değiştirebilir niteliktedir. Sözcük seçime dikkat ederek bireyi incitmeden cümleler kurulmalıdır (ör. son şansınız) tarzı cümlelere konuşma içerisinde yer verilmemelidir.

Elizabeth Kubler Ross kötü haber karşısında bireylerin psikolojik tepkilerini aşağıdaki şekilde sıralandırmıştır;

  • İnkar: Yok sayar ve yanlışlık olduğunu düşünür.
  • Öfke: ‘Neden ben’ sorusunu kendine sık sık sorar, kendisine ailesine ve hekimlere karşı öfkelidir.
  • Pazarlık: İşbirlikçi konuma geçer ,tedavi sürecinde çare aramaya başlar.
  • Depresyon: Her şeyin farkına varır. Kaybettiklerini, geleceğe dair planlarını yapamayacağını ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünür.
  • Kabullenme : Önem ve ciddiyeti esas alıp kabullenir.

(1*)

Haber Verilirken

Görüşme başlamadan önce bireyin sorabileceği olası sorular için hazırlık yapılır. Bireye durumla ilgili ipuçları verilir ve bireyin kendi durumunu değerlendirilmesi beklenir. Her insan farklıdır bunun için olaylara verilen tepkilerde kişilerden kişilere farklılık gösterecektir. Her birey detay öğrenmek istemez, bazı bireyler ise aldığı kötü haberler karşısında bilgilendirilmek isteyip geleceğini şekillendirmeye başlar. Haber verme sürecinde bireyin duyguları gözlemlenmeli ve bireye karşı empati yapılmalıdır. Birey, süreç için hazır olup olmadığı kontrol edildikten sonra bireyin düşünceleriyle şekillenen tedavi planı oluşturulmalı ve izlenmelidir .

Kötü haber verme zorlu bir durumdur, bireylerle iletişim çok önemlidir bu yüzden sarf edilen her kelimenin bir değeri vardır. Unutmamalıyız ki hepimiz belli zamanlarda kötü haberlerle yüz yüze kalıyoruz önemli olan pes etmememiz, dimdik ayakta durmamızdır.


Kaynakça

  1. Bilgin, G., Öztürk, G., & Şirin, S. (2008). Kanser Tanısı Konan Hastalarda Kötü Haber Verme: Hekime Düşen Görev. İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi71(1), 22-26.
  2. https://www.gokhanakbulut.com/pdf/8780-145f7f_274c5b7e6d0c4a7b9556ae12e4dbec31.pdf#page=51
  3. Okyavuz, U. H. (2003). Ölümcül Hastalık Tanısı Almak: Bir Yaşam Krizi Kötü Haber Verilmeli Mi?. Kriz Dergisi11(3), 29-35.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu