Örgütsel Psikoloji

Kraliçe Arı Sendromu: İş Yerlerinde Kadına Duygusal Şiddet

İnsan nüfusunun yarısını temsil eden kadınlar modernleşen dünyada giderek daha ön planda olmaya başlamıştır. 18. yüzyıl ve daha öncesindeki dönemlerde en prestijli okullara bile cinsiyetleri yüzünden kabul edilmeyen kadınlar günümüzde bu okullara kabul edilmekte hatta bu okullarda öğretmen olabilmektedir. Okul dışında da birçok ortamda hak ettiği konuma ulaşmayı başaran kadınlar iş dünyasında da önemli bir yere sahiptir. Birçok örgütte hem çalışan hem de yönetici statüsünde birçok kadın bulunmaktadır. Bu duruma rağmen hala kadınlar bazı zorluklarla karşılaşmaktadır. Cinsiyetlerinden dolayı erkekler tarafından psikolojik yıldırmaya (mobbing) maruz kalan kadınlar bunun yanı sıra hemcinsleri tarafından da aynı psikolojik yıldırmaya maruz kalabilmektedir. Her çalışan bu duruma maruz kalmasa da hemcinsi tarafından psikolojik yıldırmaya maruz kalan kadınların oranı oldukça yüksektir. Kadınların maruz kaldıkları psikolojik yıldırmayı açıklayan kraliçe arı sendromu ve cam tavan sendromu gibi birkaç etken vardır.

Kraliçe Arı Sendromu Nedir?

Kraliçe arı sendromu kısaca kadınların kadın yönetici istememeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu durum kadınların bulundukları statüde tek olmak istedikleri ve başka bir kadını aynı statüde istememelerinden kaynaklanmaktadır (Tükeltürk ve Perçin, 2008). Bu sendroma kraliçe arı denmesinin sebebi bir örgütün (kurumun) aynı bir arı kovanı gibi işlemesidir. Arı kovanlarında işçi arılar, erkek arılar ve kraliçe arı bulunmaktadır. İşçi arılar ve erkek arılar kovanda yapılması gereken tüm işleri yaparken ayrıca balı yani üretimi sağlarken kraliçe arı ise kovandaki en büyük arıdır ve görevi diğer arıların yönetimini sağlamaktır. Bir kurumda aynı bu şeklide işlemektedir. Kraliçe arı görevindeki yöneticiler, diğer işçilerin yönetimi sağlarken işçiler ise çalışır ve üretimde bulunur.

Kraliçe Arı Sendromunun Sebepleri Nelerdir?

Buna neden olan birçok etken olsa da en önemlisi cinsiyetçiliktir. Çalışma ortamlarında çalışanlara performanslarına göre değil cinsiyetlerine göre bir değerlendirme yapıldığında yanlış sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak kadın ve erkek hakkındaki kalıp yargılar incelendiğinde kadınlar daha şefkatli, naif ve kırılgan olarak görülürken erkek girişimci, yenilikçi ve güvenilir olarak görülmektedir. Kadını daha kırılgan ve güçsüz gösteren bu kalıp yargılar nedeniyle insanlar kadınları çalışma sahasında kabul etse bile daha üst statülerde kabullenememektedir. Yapılan çalışmaların sonucuna göre Türkiye’de hizmet sektöründe çalışan erkeklerin oranı %57,6 iken kadınların oranı ise %42,4’dür. Bu oran her ne kadar birbirine yakın olarak görülse de yönetici statüsünde bulunan kişilerin cinsiyetlerine göre incelendiğinde aradaki fark bariz bir şekilde açılmaktadır. Hizmet sektöründe çalışan erkeklerin oranı %70,2 iken kadınların oranı ise sadece %29,8’dir (Tükeltürk ve Perçin, 2008).

Kraliçe arı sendromunun nedenlerinden diğer birisi ise kültürdür. Ülkemizde kadınların iş hayatına katılması çok geç gerçekleşmiştir. Diğer kültürler bakıldığında Avrupa ülkelerinde kadın istihdamı %62,5 iken ülkemizde yalnızca %31,8’dir. Öncelikle bizim kültürümüzde kadın bir iş insanı veya bilim insanı niteliğinden önce anne veya eş olarak nitelendirildiği için iş hayatında etkin olarak çalışmaya geç başlamıştır. Modernleşen Türkiye’de kadınlar giderek daha fazla çalışma isteği duymaktadır. Haberlerde de gördüğümüz gibi kadınlar uygun koşulları oluşturduğunda eğitimi veya tecrübesi olmasa dahi girişimcilikleri ile başarılara imza atmaktadır. Kısacası kültürel olarak ülkemizde kadının yeri evi olarak görülmüş ve üretimden uzak tutulmuştur fakat yakın tarihimizde ise kadınlar bu ön yargıları yıkarak üretime katılmış ve başarılarını artırmışlardır.

Kadın İstihdam Oranları (1*)

Kraliçe Arı Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

  1. Kraliçe arı sendromuna sahip insanlar herkese aynı tavrı göstermezler. Genel olarak daha tecrübesiz ve yeni işe başlayan kişilere karşı daha negatif ve acımasız davranırlar. Bu konuda bazı araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların sonucuna göre kraliçe arı sendromuna sahip kişi kendisi gibi başarı odaklı kişilerle daha iyi anlaşmaktadır. Ailesine öncelik veren ve kadınsı özelliklerini (örneğin; annelik) daha ön planda tutan kişilerle ise daha kısıtlı bir iletişim kurmaktadırlar. Yapılan diğer bir çalışmaya göre ise kadınlara cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıp kalmadığı sorulduğunda ayrımcılığa maruz kaldım diyen kadınların kraliçe arı sendromuna sahip olduğunu, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım diyen kadınlarda ise kraliçe arı sendromuna rastlanmadığı kanıtlanmıştır (Baykal, 2018). Bu sendrom kadınların yaşadıkları zorluklar ve karşılaştıkları engeller karşısında geliştirdiği bir nevi savunma mekanizmasıdır.
  2. Kraliçe arı sendromuna sahip kişiler kadınlarla iletişim kurmak yerine erkek çalışanlarla iletişim kurmayı tercih ederler. Bu durum kabul görme isteği ve dışlanma korkusundan kaynaklanmaktadır. Erkeklerin çalışma ortamında daha güçlü gözükmesinden dolayı kadınlar başka kadın çalışanla iletişim kurmanın onları zayıf göstereceğini düşünüp kraliçe arı sendromu geliştirebilmektedir. Yani kadınlarla birlikte olmanın onu başarılı olamayan ve güçsüz biri göstereceğini düşündüğü için kadınlardan uzak durup güçlü olduğuna inandığı erkek çalışanlarla zaman geçirip eril özellikler gösterebilmektedirler (Baykal, 2018). Böylelikle diğerlerinden farklı olduklarını erkeklere kanıtlamaya çalışırlar.
  3. Kraliçe arı sendromuna sahip kişiler kadınsı özelliklerini baskılayıp eril özellikler gösterirler. Kadınların zayıf olduklarını düşündükleri için onlardan kendilerini soyutlayıp erkeklerin özelliklerini benimsemeye çalışırlar. Hatta bu durum bazen aşırı uçlara kaydığında kadınlar kendini erkeklere başarılı ve farklı olduğunu kanıtlamak için diğer kadın çalışanları aşağılama davranışları gösterebilirler. Bu durum eski çağlardan rastlanan sınıf atlama olgusuna benzetilmektedir (Baykal, 2018).
  4. Kraliçe arı sendromuna sahip kişiler kurumun başarılarını genellikle kendileri sayesinde olduğuna inanırlar. Bunun aksine herhangi bir başarısızlık durumunda bunun diğer kişilerden kaynaklandığını düşünürler. Bu sendroma sahip kişiler insanları başarılı ve başarısız olarak ikiye ayırmaktadırlar.

Haksız Rekabet ve Kraliçe Arı Sendromu

Öncelikle kraliçe arı sendromu kadınların kişilik özelliklerinden kaynaklanan bir durum değildir. Yani bir kadının çok hırslı ve azimli olması ya da kıskanç olması bu durumu tetiklemez. Bu durumu tetikleyen birçok dış uyaran vardır. Öncelikle her ne kadar açık olarak ifade edilmese de çoğu kurumda kadınlar erkeklere göre daha güçsüz ve başarısız olarak görülmektedir. Aynı seviyede bulunan bir kadın ve erkek çalışan çoğu zaman aynı maaşı alamamaktadır. Bunun dışında görev dağılımı yapılırken de kadınların bazı işleri başarabileceğine inanılmayıp bu görevlerden uzak tutulmaktadır. Bunun yanı sıra bu durum meslek tercihlerini de etkilemektedir. Fiziksel güç gerektiren veya güçlü iletişim gerektiren mesleklerde kadınların başarılı olamayacağı ön yargısı vardır ve bu mesleklerde kadın çalışan sayıları oldukça azdır. Örneğin inşaat mühendisliği veya makine mühendisliği gibi meslekler genel olarak kadınların ait olmadıkları meslekler olarak görülmektedir. Meslek sahibi olduktan sonra da maaş farkının yanı sıra terfi gibi statü değişimlerinde de kadınlar dezavantajlı durumdadır.

Tüm bu zorluklarla karşılaşan kadınlar kendilerini korumak amacıyla kraliçe arı sendromu geliştirebilirler. Birçok başarı elde ettiği halde hak ettiği konumu elde edemeyen kadınlar bunun sebebinin cinsiyetleri olduğunu düşündüğünde hemcinslerini korumak yerine onlardan farklı olduğunu ispat etmeye çalışabilmektedir. Ait olduğu grubu göz ardı edip güçlü olan gruba kabul edilmek isteyebilmektedirler.

Kraliçe Arı Sendromu Nasıl Ortadan Kaldırılabilir?

Her şeyden önce gerekli olan cinsiyet eşitliğini sağlamaktadır. Herhangi bir avantajlı veya dezavantajlı grup olmamalıdır. Çalışanlar cinsiyetlerine göre değil iş performanslarına göre değerlendirilmelidir. Hem çalışan seçimlerinde hem de meslek seçimlerinde bir cinsiyet farklılığın olmadığı konusunda insanlar bilinçlendirilmelidir. Kısacası kadınların kendilerini bu şekilde ispatlamaya çalışmasına neden olan faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Sonuç olarak kadının maruz aldığı bu durum bir çeşit duygusal şiddettir. Hemcinsi tarafından yok sayılmak veya aşağılanmak kadınlar tarafından onu kırıcıdır. Bu durum kadınların iş performanslarını düşürmekte hatta işten ayrılmalara neden olmaktadır.


Kaynaklar:

  • https://limenya.com/kralice-ari-isci-ari-ve-erkek-ari-asindaki-fark/
  • http://fusunozulke.com/kralice-ari-sendromu/
  • Tükeltürk, Ş. A. ve Perçin, N. Ş. (2008). Turizm sektöründe kadın çalışanların karşılaştıkları kariyer engelleri ve cam tavan sendromu: cam tavanı kırmaya yönelik stratejiler. Yönetim Bilimleri Dergisi6(2), 113-128.
  • Baykal, E. (2018). Sosyal kimlik teorisi perspektifiyle kraliçe arı sendromu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 8(16), 159-176.
  • Negiz, N. ve Yemen, A. (2011). Kamu örgütlerinde kadın yöneticiler: Yönetici ve çalışan açısından yönetimde kadın sorunsalı. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi2011(24), 195-214.
  • Karakuş, H. (2014). Kraliçe arı sendromu-pembe taciz. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi2(1), 334-356.
  • Akman, G. İ. ve Akman, Y. (2016). Kraliçe Arı Sendromu Bağlamında Kadın Öğretmenlerin Kadın Yöneticilere İlişkin Görüşleri. Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 5(3), 748-763.
  • Durmaz, Ş. (2016). İşgücü piyasasında kadınlar ve karşılaştıkları engeller. Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi2(3), 37-60.
  • Görsel (1*): https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/kadin-istihdaminin-artirilmasi-ve-kadinlarin-isgucune-katilimlarinin-belirleyicileri/1880

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu