Eğitim Psikolojisi

Öğrenme ve Stilleri

Öğrenme nedir? Öğrenme hakkındaki görüşler nelerdir? Öğrenmeyi neler etkiler? Öğrenme stil modelleri ile ilgili bilgiler içerir.

Sıkça Kullandığımız Kavram: Öğrenme

Gündelik yaşantımızda “öğrenme” kelimesini sıkça kullanırız. Yeri gelir ustanın çırağına zanaatını öğretmesi ya da çocuğun bisikleti kullanmayı öğrenmesi… Peki, nedir bu öğrenme? Tarih boyunca farklı tanımları yapılmış olsa da yaygın olarak kabul gören tanımı; “öğrenme insanların yaşamları boyunca karşılaştıkları çeşitli durumlarla etkileşimleri sonucunda kişide oluşan kalıcı değişmelerdir(1) diyebiliriz. Bu tanımdan yola çıkarsak ebeveyni ile yürüyüşe çıkan bir çocuğun ebeveyni tarafından kırmızı ışıkta durulması gerektiğini duyması ve artık çocuğun kırmızı ışıklarda durmasını öğrenmeye örnek verebiliriz. Çünkü, davranışta kalıcı bir değişiklik meydana geldi.

Öğrenme, hayatımızın her saniyesinde vardır. Gerek bilinçli gerekse de bilinçsizce. O zaman öğrenmenin nasıl meydana geldiğini bilmemiz gerekmez mi? Öğrenme hakkında yaygın iki görüş vardır. Bu iki görüşün savunucularından birisi davranışsal kuramcılar diğeri ise bilişsel kuramcılardır.

Davranışçı kuram, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında kurulan bağ sonucu geliştiğini ve pekiştirme ile davranış değişiminin meydana geldiğini savunmakta ve öğrenmenin edimsel sonuçlarıyla ilgilenmektedir. Buna karşılık bilişsel kuramcılar; öğrenmenin, bireyin zihninde meydana gelen ve doğrudan gözlenemeyen bir süreç olduğunu belirtmektedir. Daha çok anlama, algılama, düşünme gibi olaylara odaklanan bilişsel kuram, öğrenmenin zihinsel sonuçlarıyla ilgilenmektedir(2). Bir görüş öğrenmeyi bireyin davranışları üzerinden incelerken diğeri ise bireyin zihinsel yolculuğuna değiniyor.

Sadece insanlar mı öğrenir yoksa hayvanlar da öğrenir mi? Bir canlının tüm özelliklerinin yanında davranışlar genetik ve çevresel olayların bileşenleri ile ortaya çıkar ve gelişir. Davranışlarda bazen genetik etmenler bazen de çevresel faktör daha ağır basar(3). Buradan yola çıkarak canlılarda öğrenmeyi etkileyen faktörleri görmekte fayda var.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler

Sekiz milyarlık dünya nüfusu bizlere şunu söylüyor: Sekiz milyar farklı duygu, düşünce ve davranış var diyor. O zaman sekiz milyar insan her ne kadar kendi popülasyonunda benzer davranışlar gösterse de temelde birbirinden farklı özelliklere sahip olduklarını biliyoruz. Bireyler arasındaki bu farklılıklar öğrenmeyi de etkiliyor. Öğrenmeyi etkileyen bu farklılıkları sıralayacak olursak; gelişimsel özellikler, ön bilgi, genetik, çevre, güdü, motivasyon, transfer, dikkat, zaman, öğrenme ortamı, aktiflik, olarak sıralayabiliriz. Bu farklılıklara kısaca değinecek olursak;

Gelişimsel Özellikler (Olgunlaşma): Olgunlaşma, organizmanın içinde bulunduğu gelişim döneminden istenilen özellikleri yerine getirmesi durumudur diyebiliriz. Örneğin; ilk çocukluk döneminde (3-6 yaş) olan bir çocuğu ele alalım. Çocuk 3 yaşında iken ince motor kasları tam olarak gelişmediği için makası doğru bir şekilde kullanmasını bekleyemeyiz. Bundan dolayı tam bir öğrenme gerçekleşmiş sayılmaz ancak 5 yaşına gelen çocuk ince motor kaslarının gelişmesinden dolayı makası bağımsız bir şekilde kullanabilir. Böylece makasla ilgili öğrenme gerçekleşmiş sayılır.

Ön Bilgi: Birey öğrenmeyi gerçekleştirmeden önce bilgi öğrenebilmesi için bazı bilgilere sahip olması gerekir. Örneğin; çocuk üç yaşında makası nasıl kullanmasını bilir ama kullanmaz. Beş yaşında ince motor kaslarının olgunlaşması sonucunda üç yaşındaki bilgisini kullanarak makası doğru bir şekilde kullanır diyebiliriz. Başka örnek verecek olursak; dört işlemi bilmeyen bir çocuğun matematikteki birçok konuyu öğrenmesi imkansızdır.

Güdü: Diğer adıyla motivasyon; canlıyı harekete geçiren uyarıcı diyebiliriz. Bu uyarıcı içsel de olabilir dışsal da. Organizmanın öğrenmesi için bir istek, yani motivasyonunun olması gerekmektedir. Güdüye örnek verecek olursak; deneme sınavında derece yapmak isteyen birisinin yoğun tempoda ders çalışması. Bu örnekte birey başarılı olmak için çalışıyor. Başka bir örnek verecek olursak; birincinin telefonla ödüllendirildiği bir deneme sınavında öğrencinin telefonu alabilmek için yoğun tempoda ders çalışması diyebiliriz. Bu örnekte ise öğrenci dışsal motivasyon olan telefon için yoğun bir öğrenme gerçekleştirmektedir. Bu dışsal motivasyonlar madalya da olabilir, telefon da olabilir ya da para olabilir. Yani en sonunda ödül vardır ve birey ödül için öğrenir.

Bunlar gibi öğrenmeyi etkilen çok fazla değişken vardır ve bu değişkenler bireyler arası farklılıklar oluşturur. Bu farklılıkları kategoriler halinde getirirsek öğrenme stilimizi belirlemiş oluruz. Bu grupları görsel, işitsel ve kinestetik olarak üçe ayırabiliriz.

Bireyin Öğrenme Stili

Öğrenme stilini Rita Dunn (1993) şöyle tanımlamaktadır: “Öğrenme stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendine özgü yollar kullanmasıdır(4) demektedir. Bir başka tanıma göre “Öğrenme stilleri öğrenenlerin, öğrenme çevresini nasıl algıladıkları, bu çevreyle nasıl etkileşim kurduklarını, nasıl tepki verdiklerini ortaya koyan bireysel özellikler ve tercihler olarak tanımlanmaktadır”(5). Bireyin bilgiyle karşılaşması, kavramsallaştırması, anlamlandırması ve öğrenmesi sürecinde kullandığı kendine özgü yolları görsel, işitsel ve kinestetik olarak üç gruba ayırabilmemiz mümkündür. Bireysel farklılıklara dayanarak bilim insanları araştırmaları sonucunda farklı öğrenme stil modelleri geliştirilmişlerdir.

Öğrenme Stil Modelleri

Bireylerin öğrenme stillerinden yola çıkarak model geliştiren kuramcılar öğrenme stillerine etki eden faktörleri göz önüne alarak benzer-farklı modeller ortaya koymuşlardır. Bu başlık altında Reinert öğrenme stili modelini inceleyeceğiz.

Reinert Öğrenme Stili Modeli:

Reinert öğrenme stili modelinde bilişsel becerilerin gelişimi üzerine yoğunlaşmıştır. Öğrencilerin öğrenme stillerini görerek, işiterek, sözlü semboller ve hareket temelli olmak üzere dörde ayırmıştır. Bu öğrenme stilinde öğrencilerin özellikleri şöyledir(5):

Görsel Öğrenme Stili: Fotoğrafik hafızası güçlü olan öğrencilerin daha çok bu öğrenme grubunda olduklarını söyleyebiliriz. Görerek öğrenen öğrencilerin genellikle sahip oldukları özellikler; dinledikleri bilgiler hafızlarında uzun süre kalmazken yazdıkları, okudukları bilgiler daha uzun süre akıllarında kalır. Öte andan bu öğrenme stiline sahip bireylerde akıcı ve canlı bir hayal güçlerinin olduğunu söyleyebiliriz. Hatta okudukları kitaplardaki olayları zihinlerinde net bir şekilde canlandırabilirler. İsimleri hatırlamakta zorluk yaşarlarken kişilerin simaları akıllarında daha uzun süre kalır; bulmaca çözmeleri gerektiği hakkında sıkça tavsiye aldıklarını söylemek yanlış olmaz. Bu stile sahip öğrenciler için en verimli öğrenme; not alarak çalışmak, videolar izlemek, bilgileri kavramsallaştırarak bir tablo veya liste haline getirmek, önemli gördükleri yerleri çizerek çalışmak öğrenciler için en verimli öğrenme taktiklerindendir diyebiliriz.

İşitsel Öğrenme Stili: Bu öğrenme stiline sahip öğrenciler, görsel öğrenme stiline sahip olan öğrencilerden farklı olarak dinleyerek öğrenme özellikleri daha fazla gelişmiştir. İşiterek öğrenen öğrencilerin sese, gürültüye karşı ekstra bir hassasiyetleri vardır. Öğrenme ortamında öğretmenin anlattığı bilgiyi öğrenebilmesi için sınıf sesiz olmasında fayda vardır. Çünkü, çıkacak ses öğrencinin dikkatinin dağılmasına neden olmaktadır. Öğrenciler genellikle sesli sık tekrarlarla bilgiyi öğrenirler veya çalışırken sesli çalışırlar. Kısacası bu öğrenciler konuşarak-duyarak öğrenirler desek yanlış olmaz. Bu stildeki öğrenciler için en verimli öğrenme bilgilerini anlatmaktır diyebiliriz. Bunun için bir çalışma arkadaşlığı kurulabilir ya da bir hayvana ders anlatılabilir. Hatta cansız bir nesneye öğrenmeye çalıştığı bilgiyi anlatması öğrencinin bilgiyi öğrenmesine olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Verimi artıran bir başka yol ise bilgileri şarkılaştırmak veya kodlamaktır. Örnek verecek olursak ünsüz sertleşmesi için “Fıstıkçı Şahap” kodlaması bir çoğumuzun aklındadır.

Sözel Sembollerle Öğrenenler: Görsel ve işitsel konularda dikkat seviyeleri düşüktür. Konuşmayı, sözcük oyunlarını severler, yazarken sözcükleri dönüştürebilirler, tekrarlayarak öğrenirler, akıcı ve düzgün konuşurken sözcükleri işlevsel kullanabilirler, sözel şekilde özetlemeye önem verirler(5).

Hareket Temelli Öğrenenler: Bu öğrenme stiline “kinestetik öğrenme” diyebiliriz. Öğrenme stiline sahip öğrenciler, genellikle toplum tarafından yanlış anlaşılmaya müsaitlerdir. Genellikle yaramaz, hiperaktif olarak görülürler. Ancak bu öğrenciler çocukluklarından beri dünyayı hareket halinde anlamlandırmaktadırlar. Okul hayatları boyunca hareket halinde oldukları için okulda sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Hareket temelli öğrenme stiline sahip öğrencilerin genel özellikleri arasında düzenli olmaya dikkat etmediklerini söyleyebiliriz. Öğrenmeye çalıştıkları bilgiye dokunmak isterler. Öğrenme ortamında bir anda ayağa kalkarak söz almaya çalışmaları sıkça görülen davranışlarındandır. Bu stile sahip öğrencilerin özelliklerini özetleyecek olursak, hareket halinde daha iyi öğrenirler dememiz gayet doğru olur. Verimli öğrenmenin gerçekleşmesi için bazı yollar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Öğrenci çalışırken hareketlerinin kısıtlanmamasına özen gösterilmesinde fayda olacaktır. Bununla beraber imkân dahilinde öğrencileri bilgilerle yüz yüze getirmekte fayda vardır. Bunun için müze gezileri, laboratuvar ortamında öğrenmenin gerçekleştirilmesi gibi yollar öğrencilerin daha verimli öğrenmelerine fayda sağlayacaktır. 

Öğrenme sürecinde bireysel farklılıkların önemi oldukça yüksektir. Öğrencinin doğru öğrenme süreci geçirebilmesi için kendisini tanımasında fayda vardır. Bunun için okullarındaki psikolojik danışmanlardan yardım alabilecekleri gibi ruh sağlığı alanında uzman kişilerden yardım almalarında fayda vardır.


Kaynakça

  1. Fidan, N. (1985). Eğitime Giriş. İstanbul: Alkim Yayınevi
  2. Keleş, E. ve Çepni, S. (2006). Beyin ve öğrenme. Journal of TurkishScienceEducation3(2), 66-82.
  3. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (2021, Ekim 21). Hayvanlarda Davranış https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/satasev/110425/Davran%C4%B1%C5%9F%20+.pdf adresinden edinilmiştir.
  4. Boydak, H. A. (2015). Öğrenme stilleri. İstanbul: Beyaz Yayınları.
  5. Sonkaya, F. ve Bayraktar, S. (2021). Öğrenme Stilleri ve Öğretim: Reinert’ın Öğrenme Stilleri Modeli Kategorilerine Uygun Fen Etkinlikleri. e-Uluslararası Eğitim Araştırmaları Dergisi12(3), 101-118.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu