Filmlerle Psikoloji

UMUT IŞIĞIM: FİLM ANALİZİ

Umut ışığım filminin konusu hakkında bilgi içermektedir. Filmdeki ana karakterlerin analizi de yapılmıştır.

Başrollerini Bradley Cooper ve Jennifer Lawrence’ın paylaştığı, yönetmenliğini David O.Russel’in üstlendiği romantik komedi ve dram türünde olan Umut Işığı isimli filme gelin hep birlikte yakından bakalım.

Filmin Konusu

Pat (Bradley Cooper), yaklaşık bir yıl önce yaşadığı ağır bir travmadan sonra rehabilitasyon merkezine yatırılmış eski bir tarih öğretmenidir. Filmin giriş sahnesinde annesi Pat’in kaldığı bu merkeze gelir ve oğlunu artık çıkarmak istediğini belirtir. Bunun için birkaç belge imzalar ve Pat’i alıp eve doğru yola koyulur. Pat yaşadığı o travma sebebiyle 8 aydır rehabilitasyon merkezinde kalmaktadır, orada kaldığı süre boyunca geleceği hakkında planlar yapmış ve bundan sonra hayatını daha güzel yaşayacağına, düzeleceğine ve eşi Nikki’yi geri kazanacağına dair kendine söz verir. Aslında tek bir amacı vardır ve film boyunca bunu dile getirip durur: Nikki’yi yani kendisinden ayrılan eşini geri kazanmak…

Eve, annesiyle babasının yanına geri dönen Pat artık tamamen iyileştiğine, psikoloğa ve ilaçlara ihtiyacı olmadığına inandırmaya çalışır herkesi. Fakat annesi Pat’i rehabilitasyon merkezinden çıkarmak için bir şart sunmuştur, Pat ordan çıkmak istiyorsa psikoloğa gitmeye devam edecek ve ilaçlarını düzenli bir şekilde alacaktır. Annesinin bu sözünü hatırlatması üzerine Pat , mecbur kalıp psikoloğa gider. Orda psikoloğu beklerken düğünündeki dans şarkısının çaldığını duyar ve müziği kapatmalarını ister. Müzik kapanmayınca çok sinirlenir ve bir öfke patlaması yaşar, bekleme salonunu dağıtır, kitaplıktaki her şeyi yere atar. Devamında psikoloğun yanına gider ve neden şarkıyı kapattırmadığını sorar. Psikolog da onu denemek istediğini, bu şarkıyı dinlediğinde hala öfkesi yüzünden kendine ve çevresine zarar verip vermediğini görmek istediğini söyler. Pat, buna da çok sinirlenir ve bu sahnede merkeze yatırılmasına sebep olan travmadan söz eder. Pat’in eşi Nikki, Pat’i okuldaki başka bir öğretmenle aldatmıştır. Pat bir gün eve gelmiş ve Nikki’yle diğer öğretmeni evinde kendisini aldatırlarken yakalamıştır. Öfkesine hakim olamamış ve öğretmeni öldüresiye dövmüştür, bunun öncesinde de öfke patlamaları yaşayan Pat’in bu defa yaşadığı ve yaşattığı hasarın etkisi büyük olmuştur. Nikki kendisinden ayrılmış, Pat okuldan atılmış ve rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Pat, bütün suç kendisindeymiş, tek suçlu kendisiymiş gibi sürekli Nikki’yi geri kazanmanın planlarını yapıp durur.

Pat’in Umut Işığı

Pat, bir gün yan komşularından birinin kız kardeşi Tiffany(Jennifer Lawrence) ile tanışır ve ikisinin de hayatı yavaş yavaş değişmeye başlar. Tiffany, eşi Tommy’i bir trafik kazasında kaybetmiş ve ağır bir depresyon döneminden sonra hayatını yeniden şekillendirmeye çalışan güzel, çekici, enerji dolu, umutlu, istediğini elde etmek için sınırlarını zorlayan bir kadındır. Tek istediği kendisi gibi ruhsal bir bunalım yaşamış Pat ile arkadaş olabilmektir ve bunun için çabalayıp durur. Pat başlarda bunu istemez, Tiffany’den etkilenmekten korktuğu ortadadır ama bunu inkar eder. Sonra Tiffany’nin eşi Nikki ile yakın arkadaş olduğunu öğrenir ve eğer Nikki ile aralarını düzeltirse arkadaş olabileceklerini söyler. Tiffany bunu kabul eder ama onun da bir şartı vardır, Tiffany çok iyi dans etmektedir ve birkaç ay sonra yapılacak olan dans yarışması için kendisine partner aramaktadır. Pat’ten de partneri olmasını ister, Pat bunu yine reddeder. Daha sonra bir gece evde düğün kasetlerini arar ve her yeri dağıttığı halde bulamaz. Yeniden öfke patlaması yaşar, annesine bağırmaya başlar. Babası bu duruma çok sinirlenir ve Pat’i durudurmaya çalışır, Pat babasına yumruk atıp onu aşağı iter, bir süre boğuşurlar. Pat bu olaydan sonra çok pişman olur, bir daha bu tarz durumların yaşanmaması için Nikki ile bir an önce iletişim kurması gerektiğine karar verir ve Tiffany’e dans yarışmasına katılacağına dair söz verir. Böylece provaları başlar, her gün buluşup dans ederler, yeni yeni fikirler bulup farklı hareketlerle danslarına eklemeler yaparlar. Bu süreçte Tiffany’de Pat ile Nikki arasında adeta posta güvercini olur. Pat’in mektubunu Nikki’ye götürür Nikki’nin cevabını Pat’e getirir. Zaman çok hızlı geçer, Pat psikoloğa gitmeye ve ilaçlarını düzenli bir şekilde almaya devam eder, hayatını düzene sokar, annesiyle babasının kırılan kalplerini onarmak için çabalar, aksattığı terapileri artık hiç aksatmaz, hatta en yakın arkadaşının sorunlu giden evliliğini düzeltmeye çalışır ve tüm bunlar Tiffany ile tanıştıktan sonra olmuştur ama Pat bunu kendine itiraf edemez. Pat, artık düğününde çalan müziği dinlediğinde öfkesini kontrol edebilmektedir, Tiffany Pat’e bu müziği duyduğunda yavaş yavaş nefes alıp vermesini ve kendisinin bu şarkıdan daha güçlü olduğunu kendisine hatırlatmasını öğretmiştir. Tiffany, Pat’in umut ışığı olmuş; Pat ise Tiffany’nin…

Karakterlerin Analizi

Pat’in bir öfke kontrol sorunu yaşadığı gün gibi ortadadır aslında. Bir anda bir olaya kızmakta ve bu olay yüzünden hem kendisine hem çevresindekilere zarar vermektedir. Sorunlarını çözmeye çalışırken şiddete başvurmak onun için kaçınılmazdır. Çevresindekilere zarar verip onlarda yaralar açtıktan sonra pişman olmaktadır ama aynı şeyleri tekrar tekrar yapmaktadır. Eşinin artık kendisini sevmediğini, istemediğini kabullenmek Pat için imkansızdır. Ona göre eşi eğer Pat’in değiştiğini hissederse ona geri dönecektir ama ailesi, yakın arkadaşları, çevresindeki herkes Nikki’nin artık dönmek istemediğini biliyordur. Bunu Pat’in kendi de biliyordur ama itiraf etmek ve gerçekle yüzleşmek onun için çok zordur. Pat istediğini elde etmek için çabalayıp duran, gerçekten değişmek isteyen ama bunları yaparken de sürekli birilerine saldıran, küfür eden biriyken şimdi yavaş yavaş istediğini elde etmek için şiddete yönelmeden başarılı olabileceğini Tiffany sayesinde anlamıştır.

Tiffany, yaşadığı ağır depresyonun da etkisiyle hayattan artık zevk almayan, kontrolsüz cinsel birliktelikler yaşayan, ablasıyla pek anlaşamayan biridir. Eşi Tommy’nin ölümü onda çok ağır hasarlar bırakmıştır. Görünen o ki Tiffany depresyonu tam anlamıyla yenememiştir. Ve bunun farkındadır, hayatına yenilikler katarsa, yeni birileriyle arkadaş olup hayallerini gerçekleştirirse bu durumu atlatabileceğinin de farkındadır.

İşaretleri Takip Et

Tiffany ve Pat’in dans yarışmalarına sayılı günler kalmıştır. İkisi de çok sıkı çalışmakta ve bu süreçte farkında olmadan hayatlarını bir düzene sokup birbirlerinin hayatına katkıda bulunan yakın iki arkadaş olmuşlardır. Tiffany, Pat’e hayatın çoğu zaman, çoğu yerde kendisine işaretler gönderdiğini ve bunları takip etmesi gerektiğini hatırlatıp durur. Pat başlarda bunu pek umursamaz ama aynı cümleyi babası da söyleyince işaretleri takip eder. Nikki’nin kendisine gönderdiği mektubu okur ve mektubu onun yazmadığını, mektuptaki cümlelerin Tiffany’e ait olduğunu anlar. İşte o an Pat, birçok şeyi anlar, kafasındaki cevapsız soruların cevaplarını bulur ve her şeyin çok daha anlamlı olduğu fark eder.

Bu arada dans yarışmasının olduğu gün de gelmiştir ve Nikki’de dansı izleyen seyircilerden biridir. Tiffany bunu görünce çok üzülür, ağlar ama yine de piste çıkıp Pat ile dans eder. Gösteriden sonra Pat, Nikki’nin yanına gider. Tiffany salonu terk eder ve yalın ayak sokakta koşturmaya başlar. O sırada Pat eğilir ve Nikki’ye bir şey söyler, Nikki de gülümser. Sonra Pat ailesinin yanına döner ve Tiffany’i sorar. Babası Tiffany’nin gittiğini söyler, oğluna onu kaybetmemesi gerektiğini ve Tiffany’nin kendisine aşık olduğunu söyler, Pat gülümser. Babasına “seni seviyorum.” der ve oradan ayrılır. Tiffany’i bulur, ona bir mektup okutur. Bir hafta önce yazdığı mektupta Tiffany’yi ilk gördüğü andan beri ona aşık olduğunu söylemektedir.

Ruhsal sorunlarını birlikte atlatıp mutlu, umutlu ve yeni bir hayata doğru ilerler Pat ve Tiffany…

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu