Psikolojik Rahatsızlıklar

Yeme Bozuklukları Nelerdir? Neden Oluşur ve Nasıl Tedavi Edilir?

Çalışma hayatı veya okul zamanı günün büyük bir bölümünü almakta ve iş/görev yükünün çok olması bireylerde, özellikle sorumluluk duygusundan ötürü, strese ve yemek yememeye veya fast food gibi kalorisi yüksek ve zararlı yemeklere çok sık yönelmesine neden olmaktadır.

Yeme bozukluklarında beden ağırlığı ile fazla ilgili olma, kilo alma/obez olma korkusu, beden ağırlığını kontrol etmeye yönelik davranışlar ve zayıf bir bedene sahip olma isteği klinik belirtilerdendir. Fakat yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında, sadece yiyecek ve ağırlık etken değildir. Fiziksel belirtilerin yanında psikolojik etkenler de yeme bozukluklarına sebep olmaktadır (2*).

Yeme bozukluklarına sebep olan etkenler:

  • Düşük özgüvene sahip olma
  • Depresyon
  • Kaygı
  • Kontrol kaybı duygusu (2*)
  • Kendini değersiz hissetme
  • Kimlik karmaşası yaşama
  • Aile içinde yaşanan problemler
  • Arkadaş çevresinin yanlış yönlendirmesi
  • Ergenlik dönemi değişimleri 
  • Mükemmelliyetçilik
  • Medyanın etkisi (3*)
  • Yanlış ve bilinçsizce yapılan diyet programları

Yeme Bozuklukları Kimlerde Daha Sık Görülür ve Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Yeme bozuklukları erkeklere oranla kadınlarda daha çok görülmektedir. Kadınlarda görülme olasılığı %90-95 oranındadır (1*). Ergenlik döneminde (12-18 yaş), değişen vücut yapısından kaynaklı kendini beğenmeme veya sık sık değişen ruh halinden dolayı, yeme bozuklukları daha çok görülebilmektedir.

Yeme bozuklukları Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-5) (2013)’nda farklı gruplarda tanımlanmıştır: Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu.

Anoreksiya Nervoza

Yaygın ifadesiyle anoreksiya, kişinin yemeyi, vücut ağırlığı ciddi düzeyde azalana kadar, azaltmasıdır. Yetişkinlerde bu, beden kitle indeksinin 18,5’ten daha düşük olması anlamına gelir (American Psychiatric Association, 2013). Kişi beklenenin altında vücut kilosuna sahip olmasına karşın kilo almaktan aşırı korkar. Vücut ağırlığının düşük olmasının önemini inkar eder ve zayıf olsa bile bunu kabul etmeyerek kendini şişman olarak tanımlar (5*).

Anoreksiyada kişi açlık içindedir (Davison, Neale, & Kring 2004). Anoreksiyada özne ölene dek yemek yemeyi reddeder (Gherovici, 2011). Diğer bir deyişle, anoreksiyada kişi kendini ölüme götüren bir süreç içindedir.

Yazının devamı

Anoreksiya olan bazı kişiler diğer insanların önünde yemek yer -gizlice yemek yerine- fakat daha sonra yediklerini kusmaya çalışırlar ya da aşırı dozda laksatif , diüretik gibi ilaçlar kullanırlar. Egzersiz yaparlar ve kendileri hiçbir şey yemezken diğer insanlara özenli bir şekilde yemek pişirebilirler. Zayıflıklarının tehlikeli boyutta olduğunun farkına varmazlar (4*).

Çok az ve seçici yemeye bağlı olarak, kilo değeri çok düşüktür. Şişmanlatıcı olarak görülen yiyeceklerden kaçınırlar. Bazı hastalar yiyecek kısıtlamasını, yarışmacılık ve kendilerine ceza verme gibi psikolojik süreçlerle kolaylaştırırlar.

Anoreksiya Kişide Nelere Sebep Olur?

  • Tiroid ve böbreküstü bezlerde anormallikler
  • Kalp kaslarının zayıflaması
  • Kalp ritim bozukluğu
  • Uykusuzluk
  • Düşük kan basıncı
  • Kadınlarda menstrüasyonun kesilmesi
  • Mizaç dalgalanması (6*)
  • Depresyon
  • Anksiyete
  • İrritabilite (6*)
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • Cinsel istek kaybı
  • Obsesyonel özellikler (6*)
  • Kas dokusu kaybı (5*)

Anoreksiya Hastalığının Tedavisi

Anoreksiya olan kişilerin hangi derecede hasta olduğuna bakılarak farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Eğer kilo kaybı ileri derecedeyse ve ciddiyse hastane yatışı gerekmektedir. Psikolojik destek, 2-4 ay kadar süren hastanede tedavi sürecinin bir parçasıdır. Psikolojik tedavi yöntemleri; destekleyici klinik tedaviyi, kişilerarası terapiyi, bilişsel davranışçı terapiyi, grup terapisini, psikoterapiyi ya da aile terapisini içermektedir (5*). Tehlike yaratacak kadar ciddi beslenme yetersizliği olmayan hastalar hastane ortamı dışında, psikolojik destek alarak tedavi edilebilir. Genel olarak, anoreksiyanın insanlarda yarattığı ölüm oranı tüm yeme bozuklukları içinde en yüksek olanıdır ve ciddiye alınması gereken bir durumdur.

Pek çok araştırmacı, anoreksiyanın, yalnızca zayıf olmaya takıntılı kültürlerde (Batılı kültürler gibi) ortaya çıkan kültürel belirti olduğunu düşünse de yeme bozuklukları, özellikle anoreksiya, Batılı olmayan ülkelerde de görülmektedir (5*).

Miller ve Pumariega, 1999.

Bulimia Nervoza

Yaygın ifadesiyle bulimia, kişinin “tıkınırcasına yeme” ile sonrasında kilo almaktan kaçınmak için istemli olarak kendini kusturma ya da ishal yapıcı ilaçların çok miktarda kullanılmasıdır. Bazı kişiler ise bunların yerine diyet yapmaya ya da aşırı derecede egzersiz yapmaya başlarlar (American Psychiatric Association, 2013).

Anoreksiya hastalarıyla bazı ortak yönleri vardır: Kişiler genelde kadındır, ağır diyetler yaparlar. Fakat bulimik bireyler anoreksik bireylerden daha yaşlıdır, erken ergenlik yerine 20’li yaşların başlarındadırlar. İki durum arasındaki en büyük fark, bulimik kişinin çok miktarda yiyeceği tıkınırcasına yemesidir. Bulimik bireyler genelde normal kilodadır. Bu durum da hastaların fark edilmesini zorlaştırabilir.

Bulimik hastalar kilo almaktan bu kadar korkmalarına rağmen neden tıkınırcasına yemek yiyorlar? Çünkü, kişide kaygılı ya da stresli duygudurum, beden imgesi hakkındaki duygu/düşünceler veya diyet girişimleri sonrasındaki yoğun açlık hissi, tıkınırcasına yemeye sebep olmaktadır. Yapılan diyet sırasında yenilen bir tek kurabiye, diyetin bozulduğuna göre sonuna kadar devam edilmesi ve daha çok yenmesi gerektiği düşüncesini ortaya çıkarır.

Yeme kontrolü kaybolduğu için hasta bu durumdan rahatsız olabilir ve utanç duyabilir. Böylece anoreksiya nervozaya göre daha kolay tedavi işbirliği sağlanabilir.

Bulimia Hastalığının Tedavisi

Bulimianın tedavisi anoreksiyanın tedavisine benzer yöntemlerle yapılır. Bu tedavilere ek olarak antidepresan tedavisi de ,özellikle serotonin düzeyini etkileyen SSRI‘lar, yardımcı olabilmektedir (Mitchell ve ark., 2013). Bulimiada iyileşme olasılığı anoreksiyadaki iyileşme olasılığından daha fazla ve umut vericidir.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

Tıkınırcasına yeme bozukluğunda da kontrol dışı yeme atakları görülür fakat kişiler tıkınırcasına yemek yedikten sonra bundan rahatsız olmaz ve yediğini çıkarma eğiliminde bulunmaz. Bundan dolayı çoğu hasta obezdir. Ayrıca, bulimia nervozadan farklı olarak tıkınırcasına yeme bozukluğunda tıkınma sırasında yenilen yiyeceklerden haz alma ve rahat olma duygusu vardır. Kişi fiziksel olarak aç hissetmemesine rağmen aşırı miktarda yiyecek yer.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun Tedavisi

Tıkınırcasına yeme bozukluğununun tedavisi diğer yeme bozukluklarındaki gibi olabilmektedir. Fakat farklı olarak obeziteyle alakalı tedavi de uygulanması (beslenme rutininin yeniden düzenlenmesi vs.) gerekmekte ve psikoeğitime, olumsuz duyguları olumlu hale getirmeye ve stresle başa çıkabilme becerisini geliştirmeye odaklanılır (3*).

Araştırmacılar, Afrikalı-Amerikalı kadınlarda anoreksiya ve bulimia görülme oranının bütün sosyoekonomik düzeylerde giderek arttığını söylemektedirler (5*).

Crago ve ark., 1996; Mintz ve Betz, 1998; Pumariega ve Gustavson, 1994.

Yararlanılan Kaynaklar:

  1. http://www.psikofarmakoloji.org/pdf/9_1_3.pdf
  2. https://npistanbul.com/eriskin-psikiyatri/yeme-bozukluklari#collapse_6
  3. http://deryaozcelik.com/yeme-bozukluklarinin-nedenleri-nelerdir/
  4. http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/32/yeme-bozukluklari
  5. Psikoloji — Bir Keşif Gezintisi (Psychology- An Exploration), Saundra K. Ciccarelli — J.Noland White, 3. Basım; Eylül 2016, Nobel Akademik Yayıncılık.
  6. Normal Dışı Davranışlar Psikolojisi — Psikolojiye Giriş, Aralık 2018(Ders notları).
  7. Resim Tumisu tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu