Filmlerle Psikoloji

Joker Neden Gülüyor?

Kötüler arasında en karizmatik karakter olan Joker’i bilmeyenimiz yoktur. Sinema ve çizgi roman dünyasının en sevilen kötülerinden biri diyebiliriz kendisi için. Beyaz perdede ilk defa 1966’da Cesar Romero, Batman filminde oynamış bu rolü. Sonraları, birkaç kişi daha canlandırmış. Fakat sanırım zirveye Heath Ledger çıkıyor. Kendisini Batman üçlemesinin Kara Şövalyesinde görüyoruz. En son ise Joaquin Phoenix’in muhteşem rolüyle Joker filmi geliyor. Burada ilk defa yaşam öyküsünü öğreniyoruz kendisinin. Sonunda terapi koltuğuna oturuyor ve bizler de o meşhur kahkahasının nörolojik temelli bir hastalık olduğunu görüyoruz.

Psödobulbar Etki: Tanım ve Genel Bilgiler

Psödobulbar etki, kişinin sosyal olarak uygunsuz olabilecek şekilde, istemsiz gülme veya ağlama durumudur. Bazen duygusal labilite, duygusal bozukluk veya patolojik gülme ve ağlama olarak da adlandırılır. Hastalık, çeşitli beyin bozukluklarıyla ilişkili olarak ortaya çıkar. Bunlara; amiyotrofik lateral skleroz (ALS), serebellar bozukluklar (Parkinson gibi), travmatik beyin hasarları, Alzheimer, felç ya da beyin tümörü gibi ciddi problemli durumlar örnek gösterilebilir. Fakat çoğunlukla (hastaların yaklaşık yarısı) ALS’ye de sahiptir. Vaka sıklığı, belirli durumlara bağlı olarak değişmekle birlikte tahmini olarak %5 ile %50 arasındadır. 100 yıldan fazla bir süredir ise hastalık olduğu kabul edilmiştir.

Tanı ve Belirtiler

Tanı koymak genellikle zordur, atakların özelliklerine göre değişir. Ancak yine de belli başlı bazı ayırıcı durumlar mevcuttur.

  • Öncelikle, bu rahatsızlığa sahip bireylerin yüz ifadeleri o an yaşadığı duygu durumuyla örtüşmez. Bir yakının cenazesinde veya dokunaklı bir film izledikten sonra gülebilir, hatta kahkaha atabilirler. Aynı şekilde komedi filmi izledikten, ya da eğlendikten sonra hüngür hüngür ağlayabilirler. Bu kahkaha uzun bir süre devam edebilir ve maalesef hasta tarafından istenilen zamanda bastırılamaz. Yani, aslında duygusal bir bozukluktan ziyade, duyguları ifade etmede güçlük çekerler. Bu duygular ifade edildiğindeyse rahatlama hissi yaşayamazlar. Joker’in son filmindeki otobüs sahnesini hatırlayın. Ön koltuğunda oturan bir çocuğu güldürmeye çalışıyor. Annesi “Oğlumu rahat bırak” dediğinde üzülüyor ve aniden kahkaha atmaya başlıyor. İnsanların anlam veremediğini bildiğinden ve kahkahasını durduramadığından dolayı cebinden bir kağıt çıkarıyor ve kadına veriyor. Kağıtta “Güldüğüm için bağışlayın, ben hastayım. O anki ruh halime uymayan, ani, sürekli ve kontrol edilemeyen gülmeye sebep olan bir hastalık bu .” yazıyor.
  • Sosyal olarak dışlanırlar. Dolayısıyla, çoğunluk olarak hayal kırıklığı yaşarlar. Yukarıda bahsedilen durumda çocuğun annesi Joker’in hastalığını öğrenmesine rağmen onu umursamıyor. Filmin başında bir grup genç onu hırpalayıp “Zaten güçsüz, bir şey yapamaz.” diyorlar. İş arkadaşları tarafından ise garip karşılanıyor.
  • Hastalar genelde bu durumdan dolayı utanç duyarlar, sağlıklı bireylere göre daha kaygılı olabilirler. %30-35’i depresyondadır. Joker de psikoloğuyla görüşmelerinden birinde, ona günlüğünü gösteriyor. Bir sayfada  ”Umarım ölümüm yaşamımdan daha değerli olur” yazıyor.

Tedavi

Bütün tedavilerin ortak amacı, hastalık tamamen bitmese bile atakların şiddetini ve sıklığını azaltabilmektir. İlaçla tedavi bu hastalar için etkili olabilir. Psödobulbar’ın altında yatan sebebin beyinde serotonerjik sistemdeki bir bozukluk olduğu düşünüldüğünden, bazı serotonerjik etkinliği olan ilaçların ve trisiklik antidepresanların  tedavide yararlı olabileceği görülür.


Yararlanılan Kaynaklar

  1. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3849173/
  2. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/ana.21056
  3. Resim ErikaWittlieb tarafından Pixabay‘a yüklendi

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Başa dön tuşu