Mauthausen’da her şey sizi etkilemek için tasarlanmıştır. Tıpkı bir gösteri gibi…
The Photographer of Mauthausen
Yönetmenliğini Mar Targarona’nın yaptığı 2018 yapım The Photographer of Mauthausen filminde Mauthausen toplama kapında tutulan esirlerin durumu ve Francisco Boix’in gerçek yaşam öyküsünden esinlenilerek oluşturulmuştur. İkini Dünya Savaşın’da Nazilerin uyguladığı insanlık dışı uygulamaları gözler önüne seren bir çalışma niteliğinde olan filmde kullanılan fotoğraflar gerçektir ve Francisco Boix (Franz) tarafından belge niteliğinde kullanılmıştır.
Kimseye vurmak da dayak yemek de istemiyordum. O yüzden tek seçeneğim resmin dışında kalmaktı.
The Photographer of Mauthausen
Anonimleşme Kavramı
Toplama kampında subaylar, mahkumlar ve bunların arasında oluşan hiyerarşik bir sistem mevcuttur. Mahkumlar kampa getirildiğinde kimliklerine ait olan her şey ellerinden alınmakta, tek tip kıyafetler verilmekte, isimleri yerine sayılarla hitap edilmekte yani anonimleşmektedirler. Diğer yandan subayların ise bir gruba dahil olması (Naziler), aynı kıyafetlerle ve aynı amaç uğruna savaşmaları da bireysel kimlikleri yerine grup kimliği ile hareket etmelerine sebep olmaktadır. Festinger ve ark. (1952) yaptıkları çalışmada bireysellik yitimi olarak bahsedilen anonimleşme kavramı; kişilerin belli bir grup içerisinde yer almaları ve kendilerini grup kimliği ile tanımlamaları, yaptıkları eylemlerin sonuçlarını düşünmemelerine ve çıktıların sorumluluğunu almamalarına sebep olmakta şeklinde açıklanmaktadır. Kamplarda uygulanan gaz odası, zehirli iğne, elektrikli teller, ölüm merdivenleri gibi uygulamaların hiç düşünmeden uygulanması bu kavramı kapsar niteliktedir.
Stanford Hapishane Deneyi ile İlişkisi
Filmde geçen ‘Sıradan bir mahkuma cop verirseniz gardiyana dönüşür’ sözü ise Standford hapishane deneyinin sonuçlarını açıklar özelliktedir. Zimbardo ve ark. (1971)’ de yaptığı deneyde gardiyan ve mahkum olarak rastgele atanan üniversite öğrencilerinin bu rollerin getirdiği davranışsal çıktıları açık bir şekilde sergilediği gözlenmiştir. Örneğin gardiyan rolünde olan bir öğrencinin oldukça barbar ve insanlık dışı davranışlar sergilediği ve mahkum rolündeki öğrencinin anonimleşmenin ve şiddetin de etkisiyle öfke nöbetleri, uygunsuz davranışlar ve psikolojik problemler sergilediği gözlenmiştir. Filmde Bay Kapo’nun da mahkum olması fakat eline fırsat geçtiğinde diğer mahkumları öldürmesi bu durumu açıklar niteliktedir.
Dehümanizasyon Kavramı ile İlişkisi
Filmde bahsi geçen İspanyolların (ve ayrıştırılmış tüm grupların) bir devlet olarak görülmemelerini ise dehümanizasyon kavramı ile açıklamak mümkündür. Dehümanizasyon; insani özelliklerden uzaklaştırma, insanlıktan çıkarma olarak tanımlanmakta ve yapılan eylemlerin zihinde meşrulaştırılmasına sebep olmaktadır. Böylece insanlık dışı eylemlerden sonra herhangi bir vicdani sızı duyulmamakta, davranışın sorumluluğu alınmamaktadır.
Varoluşsal Sorgulama
Son olarak Francios Boix’in tüm bu insanlık dışı muameleleri katlanmasının bir sebebi kurtuluşuna dair bir umudunun olması ve varoluşunu tanımlayan nedenleri bulması olmuştur. Böylelikle yaşanılanlara son verecek gücü kendisinde bulmuş ve bu gücü çevresindeki insanlara da yayarak amacına ulaşmıştır. Savaşı da Barışı da ortaya çıkaran güç temelde aynıdır: “Varoluş amacını bul, bir grup oluştur ve harekete geç.” Temel ayrım ise bu gücü iyilik için mi kötülük için mi kullanmakta yatmaktadır.
Kaynakça:
- Festinger, L., Pepitone, A., & Newcomb, T. (1952). Some consequences of de-individuation in a group. The Journal of Abnormal and Social Psychology, 47(2S), 382.
- Zimbardo, P. G., Haney, C., Banks, W. C., & Jaffe, D. (1971). The Stanford prison experiment. Zimbardo, Incorporated.
Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️