Adli Psikoloji

Adli Psikolojide Sıklıkla Yapılan 5 Etik İhlal

Adli psikoloji nedir? Nerede ve ne zaman ortaya çıkmıştır? Adli psikolojide yapılan etik ihlaller nelerdir?

Adli psikoloji ABD’de veya Avrupa ülkelerinde belirgin bir şekilde tanımı yapılmış Türkiye’de ise henüz çok köklü olmayan psikolojinin alt alanlarından biridir. Psikolojideki bu uzmanlık alanının büyüme nedeni düşünüldüğünde suçlu profilinin cazip imgesi ya da son dönemde suça ve suçlulara artan ilgi olabilir. Hukuk ve psikoloji ortak çalışmaları daha önce başlamış olsa da bir alt alan olarak adli psikoloji 1969’da Amerika Hukuk ve Psikoloji Birliği’nin kurulmasıyla ortaya çıkmıştır(1). 1991 yılında ise APA (Amerika Psikoloji Birliği) tarafından adli psikologların çalışma prensipleri ve etik kurallarını düzenleyen bildirge yayımlanmıştır(2). Böylece hem adli psikolojinin çerçevesi çizilmiş hem de bu alt alana özgü etik kurallar belirlenmiştir.

Görüldüğü üzere adli psikoloji için etik kuralların belirlenmesi ilk APA etik kurallarının basımından (1953) yaklaşık kırk yıl sonra gerçekleşmiştir. Hukuk-etik sorunlarıyla ilgilenmek tüm psikologların mesleki sorumluluklarının ayrılmaz bir parçası olsa da adli psikologların bu tür sorunlarla karşılaşma olasılığı çalışma alanları gereğince daha yüksektir.

Psikolojinin farklı alt alanlarının etik kuralları birbirinden ayrılmaya ve sınırları çizilmeye başlansa da alanlar arası çalışmanın tam olarak engellenememesi etik ihlaller ortaya çıkarmaya devam etmektedir. Wettstein ise bu ihlallerin bir noktaya kadar önüne geçebilmek için özel adli tıp eğitimi almamış psikiyatrist ya da psikologların karşı karşıya kaldıkları meselelerde kendilerini yetiştirmeleri, adli psikoloji ya da psikiyatrist dernekleri tarafından belirlenen ve düzenlenen etik kuralları takip etmeleri gerekliliğini vurgulamıştır(3).

Allan (2013) çalışmasında psikologların profesyonel davranışlarıyla ilgili beş norm sistemini tanımlayarak başlıklar halinde vermiştir: Bireysel ahlak, insan hakları, genel ahlak, hukuk ve mesleki normlar. Adli psikoloji çalışmalarından birinde ise Allan’ın belirlediği normların adli psikologları ilgilendiren kısımları üzerinde daha çok durularak sıklıkla yapılan etik ihlaller belirlenmiş ve beş basamakla sınıflandırılmıştır(4):

1. Psikoloğun Kültürel Normlarının ya da Değerlerinin Değerlendirme Sonuçlarını Etkilemesi

Adli psikologlar verilen kararları ahlaki olarak kendi değerlendirmelerine almamalı ve bulundukları konumu herhangi bir ideolojiyi sürdürmek amacıyla kötüye kullanmamalıdır. Kanıtlarını ampirik verilere ve kabul edilmiş teorilere dayandırarak, aksini iddia eden görüşleri de göz önünde bulundurarak ortaya koymalıdır. Aynı zamanda psikologlar kişisel görüşlerini, meslektaşlarının anlamlı bir kısmı tarafından desteklenmedikçe, bilimsel veri olarak sunmamalıdır(3).

2. Görevi Baştan Savma Şekilde İcra Etme, Üstünkörü Değerlendirme Yapma

Bazı durumlarda adli psikologların çalışmasında ciddi bir düzeyde adli performans eksikliği ya da etik zayıflıklar gözlenebilmektedir(5). APA etik kanununda ise bu durum ele alınırken kişinin mesleki profesyonelliğiyle alakalı bir şikayette bulunmadan önce psikolog ile görüşülmesi gerekli kılınmıştır(6). Ancak ne yazık ki günlük hayattaki işleyişi bazen böyle olmayıp meslektaşlarla kişisel bir problem yaşanma endişesiyle kuralın uygulanmadığı durumlar olabilmektedir.

3. Ücreti Verenin Tarafında Olarak Etik İlkeleri Yok Sayma

Yalnızca maddi bir kaynağın olduğu durumlarda değil her durumda tarafsızlığın korunması gerekir ve bu yukarıda verilen sebeplerden dolayı zor olabilmektedir. Bir başka boyutuyla, “taraf tutma isteğinden uzak durarak oldukça profesyonel bir bakış açısı sunabilme” ihtiyacı adli psikolog ya da psikiyatristi sert görünüme sahip olmaya itebilir(7).  

4. Birden Çok Mesleki İlişkiye Girerek Çoklu Rolde Bulunma

Çoklu rol ilişkisi psikolojinin her alanında bir etik ihlale sebep olurken adli psikoloji alanında bazı durumlarda buna mecbur kalınması nedeniyle bu ihlalin artabileceği düşünülmektedir. Çoğu çalışma alanı ve görev tanımında görmezden gelinen bu durum psikoterapistin hem değerlendirmeyi uygulayan hem de tedavi edici olarak çalışmasından kaynaklanan klinik, etik yasal sorunları ortaya çıkartır(8).

5. Gerçekleşmesi Mümkün Olmayan ya da Düşük İhtimali Bulunan Vaatlerde Bulunma

Bu vaatlere benzer olarak değerlendirme sürecine ilişkin bazı başka riskler de mevcuttur. Knapp ve VandeCrek adli vakalarda kişilik değerlendirmesi yapan adli psikologların etik ilkeleri üzerinde durmuş, psikoloğun gerekli mecraları bilgilendirmesi, sahadaki yetkinlik ve yeterliliği, uzman tanıklık rolü gibi konuları ele almıştır. Bununla birlikte danışan-terapist ilişkisinde var olan olumlu duygulanım riskinin adli psikolojideki karşılığının psikoloğun hazırladığı olumsuz raporun değerlendirilen kişide ortaya çıkarttığı olumsuz duygular olduğunu ifade etmişlerdir(9).

Elbette bu beşli dışında da henüz tespit edilememiş etik ihlaller yapılmaya devam edilmektedir. Çalışma alanının kurumsallığı gereği de oldukça dikkat gerektirdiğinden bu ihlallerin önüne geçmek adına bazı adımlar atılabilir. Türkiye sahası için, bir bildirge yayımlamak ya da denetimlerin artırılması atılacak ilk adımlar olabilir.


Kaynakça

  1. Duman, N. (2020). Adli psikolojinin tarihine kısa bir bakış. Muhakeme Dergisi, 3(1), 29-36.
  2. Akdaş, A. ve Oral, G. (2006). Akademik bir disiplin ve uygulama alanı olarak adli psikoloji. Türk Psikoloji Yazıları, 9(17), 71-90.
  3. Wettstein, R. M. (2002). Ethics and forensic psychiatry. Psychiatric Clinics of North America, (25), 623-633.
  4. Durak, M., Demir, G. ve Şenol, E. (2002). Adli psikologlar için etik ilkeler ve standartlar. Türk Psikoloji Dergisi, 17(50), 93-102.
  5. Brodsky, S. L. ve McKinzey, R. K. (2002). The ethical confrontation of the unethical forensic colleague. Professional Psychology: Research and Practice, 33(3), 307-309.
  6. Nagy, T. F. (2019). Psikologlar için temel meslek etiği (1. Baskı). (İ. Dağ, Çev.). Nobel Akademik Yayıncılık. (Orijinal eserin basım tarihi 2011, 2. Baskı).
  7. Sinici, E. (2010). Adli psikolojide etik kurallar. Dirim Tıp Gazetesi, 85(1), 35-39.
  8. Straburger, L. H., Gutheil, M. D. ve Brodsky, A. (1997). On wearing two hats: Role conflict in serving as both psychotherapist and expert witness. Am J Psychiatry, (154), 448-456.
  9. Knapp, S. ve VandeCreek, L., (2001). Ethical issues in personality assessment in forensic psychology. Journal of Personality Assessment, 77(2), 242-254.

Okuduğunuz içerik sevgiyle oluşturulmuştur ❤️

Bir Yorum

  1. Psikolog Semra dedi ki:

    güzel noktaya değinen bir yazı olmuş.

Başa dön tuşu